Quantcast
Channel: Mishakal,Büyü ve Büyüler,Aşk Büyüsü Forum Sitesi
Viewing all 486 articles
Browse latest View live

31 Mart 2015

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım.Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun.Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

Değerli arkadaşlar içinde yaşadığımız ülke,ve dünya geneli çeşit çeşit kaos ve çalkantılarla çalkanıp durmakta.bir taraftan sözde İSLAM’İ terör örgütleri bir taraftan çeşit çeşit fitne...aslında bizler geçmişinden biraz ders alan insanlar olabilsek bu yaşadıklarımızı yaşamayacağız…

Geçenlerde hepimizin okul yıllarından tarih dersinden hatırlayacağımız bir yazıya 31 Mart olayı ile ilgili bir yazıya rast geldim.yazı adeta bana bu günü anlatıyordu.dini değerleri aşağılamalar yüzünden gerilen,pravoke olan dindar insanlar,sokağı kendi siyasi emelleri için karıştıran siyasiler,dinden uzak insanların özgürlük adına çıkardığı olaylar,öldürülen gazeteciler ve algı operasyonları ile karışan,karıştırılan ülkemiz...ama bu yazının çok ilginç ve önemli bir tarafı daha var.yazıyı yazan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz 31 martla ilgili okuyacağımız bu yazıda şöyle bir ibare kullanıyor

“Tarihçiler bu olayin, kendi zulümlerini örtmek isteyen Ittihadcilarin, II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesini temin etmek için, Ingiliz Gizli Servisi’nin yardimi ile ve Ingilizlerin aleti olarak tertipledikleri bir hadise oldugunda ittifak etmislerdir.”
Evet yazıyı okuduğunuzda göreceksiniz ki geçmiştede şer odaklarının yöntemleri tıpkı günümüzdeki gibi imiş.bir zaman önce fransada dergi baskını ile dünyaya yaşatılmak istenenler 31 mart vakası ile Osmanlıya çoktan yaşatılmış…

İngilizin,yahudinin v.s’nin oyunlarına gelmek bize ne yarar sağlar? zarardan başka hiçbir şey getirmez tabiki.hani hep kullanılan ve doğru olan bir söz vardır ya bu gemi batarsa hepimiz batarız diye...ama burada günümüzden farklı olan bir ayrıntı var o ayrıntı HAZRETİ İSLAM’I çok iyi bilen bir İSLAM ALİMİ’NİN halkı bilinçlendirme fitneleri önleme çabası...günümüzde BEDİÜZZAMAN RADIYALLAHU ANH gibi bilinçli alim zatlara geçmişten daha çok ihtiyaç var…

İngiliz oyunlarına gelip oyuncak,maşa olmamak kendi ülkemizde ki huzuru kimseye bozdurma-mak,geçmişinden ibret almak niyeti ile bu yazıyı okuyalım.CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH bize acılar yaşatmasın.
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Ve Allah Teâlâ'ya ve Resûlüne itaat edin ve ihtilâfta bulunmayın, sonra devletiniz gidiverir ve sabrediniz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ sabredenler ile beraberdir.
8.Sure ENFAL 46.ayet
(ÖMER NASUHİ BİLMNEN RADUYALLAHU ANH vakfı meali)
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.
49.Sure HUCURAT 10.ayet
(Diyanet vakfı meali)
(kuranmeali.com)

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz - Arastirama

31 Mart Vak’asi diye tarihe geçen bu olay, 14 Nisan 1909 tarihine rastlamaktadir. Tarihçiler bu olayin, kendi zulümlerini örtmek isteyen Ittihadcilarin, II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesini temin etmek için, Ingiliz Gizli Servisi’nin yardimi ile ve Ingilizlerin aleti olarak tertipledikleri bir hadise oldugunda ittifak etmislerdir.

Ancak suç, samimi Müslümanlara yikilsin diye, bir kisim dini sloganlar kullanilmis ve “seri’at elden gidiyor” diye dine ve dindarlara hücum planlari hazirlanmistir.

Ittihadcilar, kendilerinin tertipledikleri bu olayi dindarlari mürteciler diye suçlayarak dindara yikmislar ve maalesef kendileri gibi düsünen tarihçileri de kullanarak, bu olayi en büyük irtica olayi diye takdim etmislerdir. Böyle bir tertibi fiiliyata dökmek için hem yeterli sebepler vardir ve hem de memleketin bazi halleri böyle bir fitne için alevlendirici özellik arzediyordu. şöyle ki:


Evvela, 31 Mart Vak’asinin sebepleri nelerdi?
A) Bu olayin asil sebebi, Ittihadcilarin yaptiklari zulüm ve istibdaddi. Ittihadcilar, tam bir zorba kesilmislerdi ve muhaliflerini sokoklarda öldürecek kadar azitmislardi. Mesela, Ismail Mahir Pasa, muhalif gazetecilerden Ahmed Samimi ve Hasan Fehmi Bey Istanbul caddelerinde açikça öldürüldü ve faili meçhuller artmaya basladi.

Sultan Abdülhamid, Mesrutiyen geregi icraya karismiyor ve sadece temsil vazifesini görüyordu. Devlete daha çok hakim olmayi isteyen Ittahadcilar, yabanci devletler tarafindan Abddülhamid’e karsi bir şeyler yapmaya zorlaniyorlardi. Onlar için tek hedef, gölgesinden dahi korktuklari Sultan Abdülhamid idi.

B) Osmanli Devleti’ni yikma planlarinin yapildigi Meclis’teki vekillerin degismesi için, millet tam manasiyla kayniyordu. Ermenistan ve Rum Pontus tartismalariyla ugrasan Meclis’teki vekillerden halk rahatsizdi.

C) Icradan uzak tutularak kösesine çekilmeye mecbur edilen Sultan Abdülhamid’in yeniden devlet ve millet lehine harekete geçmesini arzu edenler vardi. Çünkü Itihadcilar, Ingilizlerin masasi gibi, onu tahttan indirmek için mesgullerdi.

D) Asker siyasete karismisti. Aldigi askeri ve dini terbiyeye aykiri isler yapmaya baslamisti. Mesela Selanik ve Manastir’dan Istanbul’a getirilen III. Orduya ait subaylari fiyakasindan halk ve diger ordu mensuplari yaka silkmeye baslamislardi. Bununla kalmayip Ittihadcilar, Istanbul’u korumakla görevli I. Orduyu tahkir ederek, III.Ordunun Selanik’teki tümeninden nigahbân-i hürriyet ve muhâfiz-i mesrutiyet adiyla avci taburlarini Istanbul’a sevk ettiler.

E) Hasan Fehmi Bey basta olmak üzere, faili meçhul olaylarin artmasi milleti tedirgin ediyordu.

F) Ittihadçilar kendilerine muhalif gördükleri subaylari ve hatta askerleri kadro disi ediyorlardi; açikça bir tasfiye hareketi baslamisti. Bu durum da ciddi bir gerginlik sebebiydi.

G) Hürriyet(özgürlük) adi altinda her türlü ahlaksizlik serbest hale gelmisti. Açikça şer-i serife aykiri isleri yapan Ittihadcilara karsi, halkta ve özellikle de sagini solundan ayiramayan Dervis Vahdet gibi bazi dindarlarda, idareye karsi bir nefret olusmaya baslamisti.

Bütün bu sebeplerin bulundugu bir ortamda, özellikle 24 Temmuz 1908-14 Nisan 1909 tarihleri arasinda, her iki tarafa ait gazeteler, gerginligi artirici yayinlar yapiyorlardi. Partiler, sanki bir iç savas olacak gibi fedai yazmaya baslayan cemiyetler kurmaya basladilar.

Ittihadcilar, zafer sarhosluguyla baski ve zorbaliklarini daha da artirmaya basladilar. Sinirsiz hürriyet anlayisi, askerlere kadar asilandi ve erler subaylara itaat etmez hale geldiler. Dine ve ahlaka aykiri bazi seyler, askerlere telkin edilmeye baslandi. Orduda itaat ve ahlak bozulmaya baslayinca, dinde hassas ama muhakeme-i akliyede eksik olan bazi nâdânlar, iyilik yapiyorum zanniyla bazi fitne tohumlarini ekmeye basladilar.

Hürriyetin yanlis anlasilmasi ve tatbik edilmesi sonucunda, devletin idaresi cahillerin elinde kaldi ve herkes kendi basina hareket eder hale geldi. Istanbul serseri mayinlarla dolu bir hale gelmisti.

Iste Ingiliz Gizli Servisi’nin tahrikleriyle hareket eden Ittihad ve Terakkiciler, 31 Mart 1325 günü yani 14 Nisan 1909 tarihinde, gergin durumu firsat bilerek tertiplerini fiiliyata dökmeye karar verdiler ve III. Ordudan getirdikleri avci taburlarina mensup neferlerin fisegini patlattilar.

Baslarinda tek bir subayin dahi bulunmadigi ve sadece basçavus ve çavuslarin komuta ettigi bu erler, “şeri’at isterüz” deyü isyan ettiler. Ayasofya ve Sultanahmed Camii önlerinden toplanan kalabalik, Sadrazam Hüseyin Hilmi Pasa ile Meclis-i Meb’usan Reisi Ahmet Riza Bey’in azlini ve bütün Ittihadcilarin sürgün edilmelerini istiyorlardi. Yukarida zikredilen sebeplerden dolayi, isyan eden askerlere, basta hamallar olmak üzere her çesit insan karismisti.

Görünürde Ittihadcilara karsi, şeriati ve onun teminati olan Abdülhamid’i kurtarmak için yapilmis bir isyandi. Ancak tamamen Ittihadcilarin ve Ingiliz Gizli Servisi’nin, Abdülhamid’i tahttan indirmek ve bu arada dindar halki da ezerek gözdagi verilmek için yapilmis bir tertipti.

Bu serseri mayin gibi isyan eden askerler, Ittihadcilarin ileri gelenlerinden Ahmet Riza Bey zannederek Adliye Nâziri Nâzim Pasa’yi ve Gazeteci Hüseyin Cahid zanniyla da Milletvekili Emir şekib Arslan Bey’i öldürdüler.

Sultan Hamid, II. Tümen kumandanini çagirarak âsileri dagitmasini istedi; ancak Padisah’in talimatini dinlemeyen komutan Ordu Komutanindan emir almadigini söyleyecek kadar alçalmisti.

Maalesef Ittihadci olan ve sonradan bu haline çok pisman olan Mahmud Muhtar Pasa ise, emir vermemekte direndi. Daha sonra isyan eden bu cahil askerlere, kendileri gibi cahil olan hamallar ve de sagini solundan fark edemeyecek kadar ahmak olan bazi dindarlar da katildi. Zaten Ittihadcilarin muhalifleri de böyle bir firsat bekliyordu. Onlar da akilli hareket edemediler.

Is, çigirindan çikmisti. Bediüzzaman basta olmak üzere, bir kisim akilli Islam alimleri, askerlere ve hamallara, bunun bir oyun oldugunu ve oyuna gelmemeleri gerektigini ikaz ettiler. Hatta Bediüzzaman, bir nutuk ile sekiz taburu itaata getirmisti.

Ittihadcilar, Ingilizlerin aleti olmuslar ve bütün Müslümanlarin ümidi haline gelen Abdülhamid’i indirmekten baska gaye gütmemislerdir. Bu olayi kendileri tertip etmelerine ragmen, israrla bir irtica olayi oldugunu ifade etmeleri, günümüze kadar gelen devlet ile milletin arasini açmak adetinin kötü bir baslangici oldu.

Firsati ganimet bilen Ittihadcilar, olaylar büyüyünce, Selanik’ten Hareket Ordusu adini verdikleri kuvvetleri, Padisah’i kurtarmak gibi yalanci bir sloganla Istanbul’a sevk etmeye basladilar. Bu hareket ordusunun sadece kumandani olan Mahmut şevket Pasa Müslüman ve Türk’tü.

Askerlerin çogu, yagmaci ve Müslüman katili olan Makedonyalilardi. Tam bir çapulcu ordusuydu. Olayin vahametini anlayan Istanbul’daki generaller ve özellikle I. Ordu Komutani Nazim Pasa, Sultan Abdülhamid’e müdahele etmeleri gerektigini anlattilarsa da, Müslümani Müslümana kirdirmayacagini söyleyen Padisah, onlara gerekli talimati vermedi.

I. Ordu Kumandani Nazim Pasa’ya, Hareket Ordusu’na silah çekmemeleri için yemin bile ettirdi. 25 Nisan’da Hareket Ordusu, Yunan ordusu gibi davrandi ve Yildiz Sarayi’ni yagmaladi. Kütüphane disinda Padisah’in altin arabasini bile parçalayip götürdüler. Daha sonra da 27 Nisan 1909’da Meclis-i Umumi’yi toplayarak Abdülhamid’i hal’ kararini silah zoruyla çikardilar.

En önemli ithamlari, 31 Mart Vak’asi’ni tertip etmekle suçlamak idi. Halbuki bu tamamen yalandi. I. Orduya talimat vermemekte direnen Padisah, Müslümani Müslümana kirdirmakla itham ediliyordu.

Kisaca 31 Mart Olayi, Ittihadcilarin tertipledikleri bir fitneydi; ancak muhalifleri olan Kâmil Pasa-zâde Said Pasa, Ismail Kemal Bey, muhalif gazetecilerden Mizanci Murad ve Volkan Gazetesi bas yazari Dervis Vahdeti gibi bazi safdiller de durumdan pasta çikarmak ugruna atese körükle gittiler ve fitne atesini söndürmek yerine daha da alevlendirdiler.

Neticede düsmanlar kâr etti; devlet, millet ve din zarar etti. Çünkü kurulan Divan-i Harb-i Örfî çok masumlari idam sehpalarinda sallandirdi. Din düsmani kesimlerin eline de tam bir irtica sermayesi verilmis oldu. Bediüzzaman gibi allâmeler bile, 31 Mart Olayi ile suçlandilar; ama beraat ettiler.1

*****
Dipnot:
1- Kur’an, Ahmed Bedevi, Inkilap Tarihi ve Jön Türkler, sh. 276 vd.; Osman Nuri, Abdülhamid-i Sâni ve Devr-i Saltanat, c. I, sh. 111; Danismand, Osmanli Tarihi Kronolojisi, c. II; Öztuna, Osmanli Devleti Tarihi, c.I, sh. 616-619; Bediüzzaman Said Nursi, sâr-i Bedî’iyye, sh. 309, 316-317, 324, 395-396, 441; Mektûbât, sh. 429; Badilli, Tarihçe-i Hayat I, sh. 235-260


Kaynak: Yeni Dünya Dergisi
@ Ekrem Yolcu
31 Mart Hadisesinin Içyüzü


ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Rüya Tabiri Ve Günümüzdeki Aldatmaca.

$
0
0
Bu yazımda, rüya konusu üzerinde konuşmak ve bu konuyu Kur’an ışığında aydınlatmaya çalışmak istiyorum. Çünkü rüya konusu, her toplumda çok farklı algılanmış hatta bu konu, insanların kendi çıkarlarına kullanılmasında aracı yapılmıştır. Bu konuda ciltlerce kitaplar yazılmış, rüyada görülen her şeye bir anlam verilerek, toplum adeta yönlendirilmeye çalışılmıştır.


Önce Kur’an rüya konusunda, nasıl bilgiler veriyor ona bakalım. Allah uykuyu, geçici ölüme benzetir ve derki, her uykunuzda sizler ölüyor, farklı bir boyuta yani Allah ın zaman dilimine tabi oluyorsunuz der. Vakti dolanları alıkoyuyoruz, yani kesin ölüm gerçekleşiyor, vakti gelmeyenleri geri iade ediyoruz, yani uyandırıyoruz diye örnek verir Kur’an da.


Şimdide gelelim uyuduğumuzda geçtiğimiz, farklı boyutun zaman farklılığı konusunda Allah, nasıl bir bilgi veriyor. Hac suresi 47. ayetinde, bizim zamanımızla, Allah ın katındaki zamanın karşılaştırmasını, bakın nasıl yapıyor.


(ŞÜPHESİZ RABBİNİN NEZDİNDE BİR GÜN, SİZİN SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR.)


Düşünebiliyor musunuz, bizim dünyamızda geçen 1000 yıl, Allah katında bir güne eşit olduğu bilgisi veriliyor. Yani bizler uyuduğumuzda, öyle farklı bir zamanın akışına tabi oluyoruz ki, rüyamızda gördüğümüz çok uzun zannettiğimiz birçok rüyayı, bizler birkaç saniye içinde gördüğümüzü, bugün ilim adamları tespit etmişlerdir. İşte Kur’an ın verdiği örnekle, ilim adamlarının tespitleri nasıl da bir birine uyuyor.


Buradan şunu çıkartabiliriz. Rüyamızda o kadar kısa bir zaman içinde, gördüğümüz birçok olayı, hadiseyi bir birine doğru ve mantıklı bir zincirle bağlantı kurarak anlamamız ve günümüz şartları ile karşılaştırmamız neredeyse mümkün değil.


Allah Fetih 27. ayetinde, peygamberimizin gördüğü bir rüyayı gerçekleştirdiğinden bahseder. Yani görülen rüyanın, hayatımızda gerçek olup olmaması, ya da tam tersi olup olmayacağını, hiç birimiz bilemeyiz. Dikkat ederseniz peygamberimizin rüyasında gördüğünü Allah, bizzat gerçekleştirdiğinden özellikle bahsediyor. Yani bizlerin rüyasında gördüklerinin, gerçek olmama ihtimali, çok daha büyük diyebiliriz. BU KONUDA KESİN BİR DİLLE KONUŞMAK BÜYÜK HATA OLUR. Yine rüya konusuna çok dikkat çekici bir örnek vermek istiyorum Kur’an dan, hem de İbrahim peygamberimizin kıssasından.


Saffat 102: Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: YAVRUCUĞUM! RÜYADA SENİ BOĞAZLADIĞIMI GÖRÜYORUM; BİR DÜŞÜN, NE DERSİN? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi (Diyanet vakfı meali)


Çok dikkat çekici ve bir o kadar ibret verici bir örnek. İbrahim peygamberimiz rüyasında evladını, kurban ederken görüyor. Ya da öyle yapması gerektiğini çıkartıyor. Tabi İbrahim peygamberimiz bu konuda çok kararsız, gördüğü rüya şeytanın vesvesesinden olup olmadığını da bilemiyor, onun için tedirgin bir şekilde oğluna soruyor bu konuda ne dersin diyor.


DİKKAT EDERSENİZ AYETTE ALLAH, EVLADINI KURBAN ET DEMİYOR, çünkü böyle bir emir vermesi mümkün değil. Ama İbrahim peygamberimiz ve oğlu Allah ın imtihanından geçiyor. İbrahim peygamberimiz bu ikilimde kalıp, Allah ın emri olabilir mi şüphesiyle, yerine getirmeye çalışırken, Allah hemen uyarıyor ve onun Allah a ne derece bağlı olduğunu, bu nedenle mükâfatlandırıldığı anlatılıyor.


İbrahim peygamberimiz zamanını düşünün lütfen, O devrin toplumunda, inandıkları tanrılara ya da putlara, İNSAN KURBAN EDİLEBİLİYORDU. Rüyasında evladını kurban ederken görmesini, fazla yadırgamıyor ve acaba diye düşünüyor. Bizler bugün biliyoruz ki, insanın kurban edilmesi asla Allah emri olamaz. Bunun örneklerini Kur’an dan görüyoruz ve bizler biliyoruz.


Bu ayet topluma öyle yanlış anlatılmış ve toplum öyle yanlış bilgilendirilmiştir ki, GAZETE VE TELEVİZYONLARDA EVLADINI YA DA EŞİNİ RÜYASINDA KURBAN ETMEM EMREDİLDİ DİYE, ÖLDÜRDÜĞÜNÜ DUYARIZ. Rüyada gördüklerimizin ne anlama geldiğini, ya da araya şeytanın vesvesesinin karışıp karışmadığını asla bilemeyiz. Bizlerde gördüklerimizin ne anlama geldiği konusunda, kesin bir yargıya da varamayız.


Allah peygamberimize Kur’an ayetlerini, rüyasında bildirdiğinden kesinlikle bahsetmez. Vahiy ya Cebrail kanalıyla, ya da Allah direk kendisi tarafından bildirdiğinin örneklerini verir Kur’an da. ÇÜNKÜ RÜYA VE YAŞADIĞIMIZ HAYAT, ÇOK FARKLI BOYUTLARDIR Kİ UYANDIĞIMIZDA GÖRDÜKLERİMİZDEN ASLA EMİN OLAMAYIZ. Yine rüya konusunda, Kur’an ın peygamberler aracılığıyla verdiği örneklere bakalım. Yusuf peygamberimizin kıssası, aslında rüya konusuna çok net açıklama getiriyor.


Yusuf peygamberimiz, çocukluğunda gördüğü rüyasını babasına anlatıyor ve babası rüyasını kimseye anlatmamasını öğütledikten sonra, ALLAH IN SANA GÖRDÜĞÜN RÜYALARIN YORUMUNU, İÇ YÜZÜNÜ ÖĞRETECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Tabi bunu bilmesi, söylemesi de, Allah ın isteğiyle olur. Demek ki rüyayı tabir etmek, ne anlama geldiğini anlamak, Allah ın her elçisine dahi vermediği, çok özel bir yetenektir. BİRİLERİ ORTAYA ÇIKIP, RÜYADA GÖRDÜKLERİMİZİN, NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLDİĞİNİ ZANNEDİYORSA, BÖYLE İNSANLAR TOPLUMU ALDATIYOR, KANDIRIYOR DEMEKTİR.


Yusuf peygamberimizin hayatını hepimiz biliriz, bazı olaylardan sonra hapse girmeyi tercih etmişti. Hapiste beraber olduğu arkadaşlarının gördüğü rüyaların, ne anlamlara geldiğini onlara anlatıp, çevresinde çok dikkat çeken bir kişi olup çıkmıştı. Hatta rüyaların ne anlama geldiğini bana, Allah öğretti demiştir. Kral bir rüya görüyor ve bakın ne diyor.


Yusuf 43: Kral, “Ben rüyamda YEDİ SEMİZ İNEĞİ, YEDİ ZAYIF İNEĞİN YEDİĞİNİ; AYRICA YEDİ YEŞİL BAŞAK VE YEDİ DE KURU BAŞAK GÖRÜYORUM. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, rüyamı bana yorumlayın” dedi. ( Diyanet meali)


O günün büyücülerine, kâhinlerine bu rüyayı soruyorlar ve onlardan hiç birisi, bu rüyanın ne anlama geldiğini bilemiyor. Aralarından birisi, hapisteki Yusuf peygamberimizin, çok iyi rüya tabirinde bulunduğunu hatırlatıyor ve hemen Yusuf peygamberimize müracaat ediliyor ve bakın rüyanın ne anlama geldiğini nasıl anlatıyor.


Yusuf 47: Dedi ki: "Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız, biraz yiyeceğinizden başka. " 48. "Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyip bitirecek." 49. "Sonra da onun arkasından yağışlı bir sene gelecek ki, halk onda sıkıntıdan kurtulacak, (üzüm, zeytin gibi mahsülleri) sıkıp faydalanacak." (Elmalı meali)


Yusuf peygamberimiz, Allah ın verdiği bir ayrıcalık ve ilimle, Kralın rüyasında gördüklerinin ne anlama geldiğini biliyor. Dikkat ederseniz o dönemin kâhinleri, büyücüleri dahi bilemiyor. BURADAN DA ANLIYORUZ Kİ, RÜYALARI TABİR ETMEK, NE ANLAMA GELDİĞİNİ SÖYLEMEK, ALLAH IN PEYGAMBERLERE HAS VERDİĞİ BİR AYRICALIKTIR.


Kur’an da verilen bu bilgileri, kıssaları görmezden gelerek, ciltlerce dolusu kitaplar yazıp, rüya tabirleri yaptığını söyleyenler, ALLAH IN KİTABI KUR’AN DAN NASİPLENMEYENLERDİR. Rüya yani uyku hali, bizlerin Kur’an da örneğini verdiği, geçici ölüm halimizdir. BU DURUMDA, FARKLI BİR BOYUTTA OLDUĞUMUZDAN, GÖRDÜKLERİMİZİN DEĞERLENDİRMESİNİ KENDİ BOYUTUMUZDA DOĞRU YAPAMAYABİLİRİZ. Yapamayacağımızın örneklerini de, Kur’an bizlere veriyor. Ayrıca gördüğümüz rüyaya, şeytanın musallat olup olmadığı, vesvese verip vermediği konusuna da emin olamayız. Genelde rüyalarımız, günün içinde yaşadıklarımızın etkisiyle şekillenir. Yani yaşadıklarımızı, farklı şekillerde rüyamızda görürüz.


Rüya konusunu lütfen, Kur’an merkezli anlamaya çalışalım. Birilerinin uydurma yalanlarına, hurafe inançlarına kanmayalım.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

Özgecanlara Dua

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allahın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allaha hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZin ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

Özgecanlara Dua

Evet Özgecanlarımız bizden dua bekler.dünyanın dörtbir tarafında Özgecanlarımız var,azerbaycanlarda ****lı katliyamlarında zalimlerin ellerinde kalmış karnındaki bebekler bıçaklarla kesilerek çıkarılmış annelermiz var.geçmişte bize uygulanan mezalimleri (başörtü yasağı) bu gün doğu türkistanlarda yaşayanlarımız var.

Medyamız ölen onbinlerce yüzbinlerce insana öldürülen gazeteciler ve fransız vatandaşları gibi ilgi göstermesede biz dua ve münacaatlarımızla bütün mazlumların yegane sahibine yönelelim.bütün şerlerin deffi,hayırların fethi için,HAMD ve ŞÜKÜR için günahlarımızın affı,bağışlanması,mağfireti,ülkemizin güvenlik ve selametinin devam etmesi için,darda kalmışlara yardım etmesi ve bizi dara düşürmemesi,kapalı işlerimizi hayırla açması için,hastalara şifa dertlilere deva,borçlulara eda,kaybettiğimiz yakınlarımızı ve değerlerimizi bize buldurması için CENABI ALLAH CELLE CELALÜHE 1 Fatiha ve 3 İhlas yönelelim.

Dualarımızı başta PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEMİN ve yanında hakkı ve hatrı bulunanların hakkı ve hatrı için kabul buyurup vefat etmiş ve edecek bütün inananlara ĞANİYY ve KERİM ismi şeriflerince lutuf,rahmet ve merhametlerde bulunsun.hangimizin neye ihtiyacı varsa lutfetsin.

1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

3 defa İhlas Surei celilesi
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Kul huvallâhu ehad
Allâhu-ssamed
Lem yelid velem yûled
Velem yekun lehu kufuven ehad


CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’E sonsuz sınırsız hamd sena,şükür,tenzih,tesbihler,PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E ve diğer PEYGAMBER EFENDİLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAM’LARA Ehli Beyte ve Ashabı Kirama sonsuz sınırsız salatu selam olsun
Dualarımızı CENABI ALLAH CELLE CELALÜH kendisini razı ve hoşnut edecek kadar arttırsın ve ebede kadar sürdürsün.

BAŞÖRTÜSÜNÜ ÇIKARMAYANLAR DİRİ DİRİ YAKILDI
2013 yılı yazında Kaşgar bölgesinde İslami hassasiyetleriyle tanınan ve çevresinde sevilen, sayılan bir aile, kadınların başörtülerini çıkartmasını reddetmeleri üzerine ayrılıkçı terörist damgasıyla evlerinde diri diri yakılmıştır. Akabinde Karılıkta (Kargalık yakınlarında) işgalci, katil Çin yönetimi insansız hava araçlarından silahsız ve savunmasız bir grup Uygur gencini vahşice açılan ateşle katletti. Manzara o kadar vahim olmuştur ki, şehit gençlerin kimlikleri ancak et parçalarının DNA analizi sonucu tespit edilebilmiştir (edilmeye çalışılmıştır). Ağustos ayında Doğu Türkistanlı büyük İslam alimi Abdulkadir Karihacım vefat etmiş. Kaşgarda 30 bin Uygur sabah namazı sonrasında son yolculuğuna uğurlamıştır.
60 MİLYON MÜSLÜMANIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ ÜLKE
Kaşgar Hitgah Camisinin imamı Karihacımın naşı Çinliler tarafından Uygurların elinden alınmak istenmiş, direnen ahaliye zorbalıkla karşılık verilmiştir. Doğu Türkistanın her caddesinde vur emri almış, elleri tetikte gezinen Çin askerleriyle doludur. Her gün tren dolusu serseri Çinlinin yerleşmek gayesiyle getirtildiği Doğu Türkistan Uygur Türklüğü; öz yurdunda baskı, zulüm, korku, dram, acı ve katliamlarla varlık mücadelesi vermektedir. Sonuçta Doğu Türkistanda Çin işgalinden bu yana 60 milyon (?) Müslüman Türk hayatını kaybetmiştir ki, bu sayı Bosna, Irak, Afganistan, Çeçenistan, Filistinde ölenlerin on katıdır.

Doğu Tman katliamı - Uzak Doğu Haberleri

Amin ecmain ve selamun alel MÜRSELİN vel HAMDULİLLAHİ RABBÜL ALEMİN.
ayetler .::Türkçe Kur'an Mealleri::. ve http://www.namazsaati.com

Farkında Olmadan Şeytanı Dost Edinmek.

$
0
0
Günümüzde bizler, İslam ı öyle yanlış bilgilerle yaşıyoruz ki, inanın farkına varabilsek, üzüntümüzden kahroluruz. Din ve iman hata götürmez. Onun içinde bir sarraf misali, çok dikkatli ve hassas olmalıyız. Bizlere Kur’an ı sizler anlayamazsınız diyenlere inandığımız için, Yaradan ın bizlere tebliğini ilk elden alma şansımızı da kaybetmişiz. Böyle olunca da ellerimizle RUHBAN sınıfı yaratmışız. Hâlbuki İslam dininde, ruhban sınıfı yoktur. Allah ile kulu arasına, elçisinin bile giremeyeceği bilgisini, bakın nasıl veriyor bizlere. Tabi Kur’an ı anlayarak okursak, ancak bunun farkına varabiliriz.


Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)


Bizlerin Kur’an ile bağımızı kesenler, saltanat ve hükümranlıklarının devam edebilmesi için, öyle yanlış bilgilerle bizleri oyalamışlardır ki, FARKINDA OLMADAN ŞEYTANI DOST EDİNİYORUZ. Evet, yanlış duymadınız, farkında değiliz, ama genel çoğunluğumuz, Allah ı dost edindiğimizi zannederek, şeytanı dost edinmiş olabiliriz. Gelin bu konuyu, Kur’an ışığında anlamaya çalışalım.


Zuhruf 36: Kim, Rahman’ın ZİKRİ’Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, biz onun başına BİR ŞEYTAN SARARIZ. ARTIK O, ONUN AYRILMAZ DOSTUDUR.(Diyanet meali)

Bakar mısınız lütfen, Kur’an ayetlerinin bir kısmını kim görmezden gelir, ya da üstünü örterse, bizler ona şeytanı musallat ederiz, şeytanın dostu yaparız diyor. Bugün bizler onlarca ayetin hükmünün kalktığını, nesh edildiğine inanırsak, ayrıca Allah ın açıkça verdiği hükümlerin tersini hayatımıza geçirirsek, SİZCE DOSTUMUZ ALLAH MI OLUR, YOKSA ŞEYTAN MI? Ne yazık ki bugün bu hatayı bizler yapıyoruz. Hatırlayınız lütfen, Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diyor Kur’an da, bizler tam tersine, Allah ın yanında şefaatçiler ediniyoruz. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, Kur’an ın ipine sarılın diyor, bizler ise Kur’an da her bilgi yoktur diyerek, sınır tanımaz bir inanç yaşıyoruz.


Kur’an veli ve dost kelimelerini iki farklı anlamda kullanmıştır. Örneğin bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile büyüğüne veli dediği gibi, din ve iman adına güvenilecek ve yardım istenecek, yalnız Allah ı VELİ edinmemizi öğütler. Yani din adına sarılacağımız kitabın yalnız Kur’an olduğu ve dinin sınırlarını Allah Kur’an ile sınırladığını anlatır.


Dost kelimesi de yine iki farklı anlamda kullanılmıştır. Örneğin Müslüman, Müslüman ın dostudur der. Ama bir de çok önemli bir anlamı vardır ki, din ve iman adına güvenilecek, yardım istenecek dostun yalnız Allah olduğunu söyler Kur’an. Veli ve dost, birbirine çok yakın anlamda kullanılmıştır.


Araf 3: (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'NDAN BAŞKA DOSTLARA UYMAYIN. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz. (Elmalı Hamdi meali)


Demek ki uymamız gereken yalnız Kur’an, din ve iman adına güvenebileceğimiz yardım isteyeceğimiz dostumuz/velimiz de yalnız Allah. Peki, bizler bugün ne yapıyoruz? Yalnız Kur’an olmaz, Kur’an da her bilgi yoktur diyor, emin olamayacağımız bilgilerle dinimizi yaşıyoruz. Tıpkı cahiliye döneminde yapıldığı gibi. Ayrıca kendi nefislerimizde, Allah dostları ilan ettiğimiz kişiler yaratarak, onları şefaatçiler ilan edip, hiç kuşku duymadan ardı sıra gidiyoruz. BÖYLE YAPAN BİZLERİN, SİZCE YANINDAN ŞEYTAN EKSİK OLUR MU? Bakın Allah dan başka, yardımcı dost olmadığını, Rabbimiz nasıl ayetlerinde anlatıyor.


Secde 4: Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. O'NDAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR ŞEFAATÇİNİZ VARDIR. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız? (Diyanet vakfı meali)


Şura 6: ALLAH'TAN BAŞKA DOSTLAR EDİNENLERİ ALLAH, DAİMA GÖZETLEMEKTEDİR. Sen onlara vekil değilsin. (Diyanet vakfı meali)


Şura 9: Yoksa onlar ALLAH'TAN BAŞKA DOSTLAR MI EDİNDİLER? HÂLBUKİ DOST YALNIZ ALLAH'TIR. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.(Diyanet vakfı meali)


Şura 46: Onların ALLAH'TAN BAŞKA KENDİLERİNE, YARDIM EDECEK HİÇBİR DOSTLARI YOKTUR. Allah kimi saptırırsa, artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. (Diyanet vakfı meali)


Tevbe 116: Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. SİZİN İÇİN ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR YARDIMCI VARDIR. (Diyanet vakfı meali)


Ne dersiniz, Allah Kur’an da bizleri nasıl uyarıyor, fakat bizler hala Allah ın yanında, bizlere yardım edeceklerini iddia ettiğimiz DOSTLAR, VELİLER, ŞEYHLER, EFENDİLER nasıl edinmeye devam ediyoruz. Sizce bu durumda yanı başımızda, bizlere fısıldayanlar kimler olabilir? Allah yardımcımız olsun.


Allah o günkü Ehli kitabın yaptığı yanlışları uyarmak, bir daha aynı hataların yapılmaması için, sizlere Kur’an ı indirdik dedikten sonra, bakın çok dikkat çekici bir uyarı yapıyor ve aynı hataları yapanların, dostu kimler olacağını bir kez daha nasıl açıkça belirtiyor.


Nahl 63: Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de ŞEYTAN ONLARA AMELLERİNİ SÜSLÜ GÖSTERDİ. O, BUGÜN DE ONLARIN DOSTUDUR/ O GÜN DE ONLARIN DOSTU İDİ. Onlar için acıklı bir azap var. (Yaşar Nuri Öztürk meali)


Daha önceki Ehli kitap, nasıl yanlışlar yapmıştı da, onlara yaptıklarını şeytan süslü gösterdi diyor? Cahiliye dönemini lütfen hatırlayınız. Allah peygamberler ve kitaplar gönderip, yalnız gönderdiğim kitaplara uyacaksınız dediği halde, onlarda tıpkı bugün bizlerin genel çoğunluğumuzun yaptığı gibi, yalnız Allah ın gönderdiği kitaplarla yetinmediler. İnançlarını hurafe ve rivayet ağırlıklı yaşamayı seçtiler.


Allah sakın şefaatçiler edinmeyin, benim ile aranıza kimseyi koymayın dediği halde, şefaatçiler edinip, birde onların heykellerini yaparak, Allah ile aracı yaptılar. Onların Allah katında şefaatçileri olacağına inandılar. Peki, bizler günümüzde ne yapıyoruz? ARAMIZDAKİ TEK FARK, HEYKELLERİNİ YAPMADIĞIMIZDIR. Hatırlatırım, Allah Kur’an ı yeterli görmeyerek, Allah ın Kur’an da ki sınırlarını aşanlara, şeytan musallat edip, onların dostu olacağını söylüyor. Kur’an ı yeterli görmeyenlere de bakın Rabbimiz ne diyor.


Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNMAKTA OLAN KİTABI SANA İNDİRMEMİZ ONLARA YETMEMİŞ Mİ? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır. (Diyanet vakfı meali)

Casiye 6: İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın ayetleridir. Artık ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Diyanet vakfı meali)


Dikkat ederseniz o günkü Ehli kitap, Kur’an ı yeterli görmeyip, atalarından intikal eden rivayet ve sanı inançlarını da yaşamak istemişlerdi. Ama Yaradan asla bunu kabul etmiyor, bakın nasıl uyarıyor ve yalnız Kur’an ın yeteceğini söylüyor. Allah ın ayetlerinden başka, hangi söze inanacaklar diye de uyarıyor. Bugün bizler Allah ın ayetlerini yeterli görmüyor ve onun yanında, asla Allah ın bahsetmediği ciltler dolusu bilgilerin ardı sıra gidiyoruz.


Değerli din kardeşlerim. Bizlerin ilk önce yapması gereken, Kur’an ı ilk elden anlayarak ve düşünerek okumak olmalıdır. Daha sonrada sormalıyız, araştırmalıyız. Tıpkı bir öğrenci misali. Allah sizleri Kur’an dan imtihan ediyorum diyor. Hepimiz birbirimize muhtaç yaratılmışız. Ama şunu asla unutmamalıyız, güvenilecek yardım istenecek velimiz, dostumuz yalnız Allah tır. Bakın Rabbimiz, din ve iman konusunun önemine dikkat çekmek adına, bizleri nasıl uyarıyor.


Nisa 45: Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. GERÇEK BİR DOST OLARAK ALLAH YETER, BİR YARDIMCI OLARAK DA ALLAH KÂFİDİR. (Diyanet vakfı meali)


İsteyen Allah ın bu uyarısını dinler, isteyen uyarıları göz ardı eder, seçim bizlerin. Yanı başımızda farkında olmadan, şeytanı dost edinmiş olma tehlikesine, bu yazımda dikkat çekmeye çalıştım. Hepimiz hata yapabiliriz. ÖNEMLİ OLAN HATADA ISRAR ETMEMEKTİR.


Hatada ısrar etmek istemeyen, emin olmadığı bilgilere değil, yalnız Kur’an a sarılır. Peygamberimizde yalnız Kur’an a sarılmış, yalnız Kur’an ı tebliğ ederek, ümmetine Kur’an ile hükmetmiştir. Asla Kur’an ın dışından, dine ilaveler yapmamıştır.


Rad 40: Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, YİNE DE SANA DÜŞEN SADECE TEBLİĞ ETMEK, bize düşen de hesaba çekmektir. ( Elmalı Hamdi meali)


Ahkaf 9: De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.(Diyanet vakfı meali)


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

İslam Dininde Kadınların Boşanma Hakkı Yok Mudur?

$
0
0
Bizler İslam ı kendi nefsimizde öyle bir şekillendirdik ki, özellikle kadın neredeyse ikinci sınıf bir insan durumuna düşürüldü. Hâlbuki Kur’an, kadın ve erkeğin ayrılmaz bir ikili olduğunu, hiçbirisinin diğerine üstün olmadığı, üstünlük Allah katında olduğu anlatılır.

Yazımın konusuna gelince. Günümüzde İslam ı Kur’an merkezli yaşamayıp, rivayet ve sanı bilgilerle yaşayanlar, KADININ EVLİLİK DE BOŞANMA HAKKI OLMADIĞINI, BOŞAMA HAKKININ YALNIZ ERKEKTE OLDUĞUNU, SÖYLEME GAFLETİNDE BULUNMAKTADIRLAR. Elbette bu sözler Kur’an a iftiradır, hakarettir.

Kur’an evlilik konusunu çok ciddiye alır ve boşanma konusunun en son düşünülmesi gerektiğini, birçok ayetinde anlatmaya çalışır. Onun içinde, çok ciddi önlemler alır. Eğer eşler anlaşamıyorsa, bakın yakınlarının ilk yapması gerekenleri, nasıl anlatıyor.

Nisa 35: Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, ERKEĞİN AİLESİNDEN BİR HAKEM VE KADININ AİLESİNDEN BİR HAKEM GÖNDERİN. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.(Diyanet vakfı meali)

Demek ki kadın ve erkeğin aralarını bulmaları için, en yakınlarından ama hem erkek hem de kadın tarafından, bir HAKEM HEYETİ OLUŞTURULMASI İSTENİYOR. Demek ki evliliğin devamı, yalnız erkeğin isteğiyle olmuyormuş. Ayette ayrım yapmadan genel bir ifade ile geçimsizlikten, aralarının bozulmasından bahsediliyor. Bugünde böyle yapılmaz mı zaten. Barışmaları için aracılar konur, olmuyorsa yakınlarının da şahitliğinde, bu her toplumda her çağda yetkilendirilmiş mahkemeler aracılığıyla eşler ayrılır. Şimdide farklı bir ayet örneği vermek istiyorum.

Nisa 129: Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.

130: EĞER AYRILIRLARSA, ALLAH BOL LÜTUF VE NİMETİYLE ONLARIN HER BİRİNİ ZENGİN KILAR (başkalarına muhtaç bırakmaz). Allah, lütfu geniş olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir.(Diyanet İşleri meali)

Ayet çok eşli olmanın sakıncalarından bahsediyor ve diyor ki, çok eşlilikte isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız. Bu durumdan memnun olmayan, kadınlarınızdan ayrılmak isteyenler olursa, zor durumda kalacaklarından korkmasınlar, elbette Allah onlara yardımcı olacaktır diyor. Bakın bu ayette de kadın isterse, eşinden memnun değilse, ayrılabileceğini çok açık belirtiyor. Şimdi vereceğim ayette ise bakın kadın boşanmak istediğinde, ne yapması gerektiğini nasıl açıkça belirtiyor.

Bakara 229: Boşanma iki defadır/Boşanmada iki celse yapılmış olursa, ondan sonra ya iyilikle tutmak veya güzellikle ayrılmak gerekir. Kadınlara mehir olarak verdiğiniz bir şeyi geri almanız helâl değildir. Meğerki eşler, Allah'ın sınırlarını yerine getirememekten korkmuş olsunlar. Ancak erkek ve kadının, Allah'ın sınırlarında durmayacaklarından korkarsanız, O ZAMAN KADININ AYRILMAK İÇİN VERDİĞİ FİDYEDE HAKKINDAN VAZGEÇMESİNDE İKİSİNE DE BİR GÜNAH YOKTUR. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Sakın bunları aşmayınız. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zâlimlerdir. ( Bayraktar Bayraklı meali)

Ayet eşlerin boşanma konusuna, çok sıkı tedbir getiriyor ve diyor ki, bir eşi canının istediği gibi, boşayıp tekrar alamazsın. Bir eş en fazla iki kez boşanabilir diye sınır getiriyor. Bakara 230. ayette de, üçüncü kez boşamadan sonra, aynı kadınla evlenebilmek için, o kadının bir başka erkekle evlenip, ondanda boşanması halinde ancak tekrar evlenebileceği konusunda, çok önemli bir tedbir getiriyor boşanma konusuna. YİNE BAKARA 231. AYETİNDE, EŞLERİNİZİ İSTEKLERİ DIŞINDA, EZİYET ETMEK İÇİN ALIKOYMAYINIZ DİYE UYARIR.

Bakara 229. ayeti anlamaya devam edelim. Erkek kadını boşamak istiyorsa, evlenirken verdiği mehiri geri almamalıdır diyor. Yine ayetin devamında, çok net bir açıklama yaparak, kadın ve erkek Allah ın sınırlarında duramayacağından korkarsa, yani bir birinize karşı saygınızı, sevginizi yitirdiyseniz, BU DURUMDA KADIN EŞİNDEN AYRILMAK İSTİYORSA, EVLENİRKEN ALDIĞI BEDELDEN/MEHİRDEN VAZGEÇMESİ ŞARTIYLA, RAHATLIKLA BOŞANABİLECEĞİ ANLATILIYOR.

Güzelim dinimizi, nefislerimizde yarattığımız batıl inançlarımızla, öyle şekillendirdik ki, KADINLARIMIZA ADETA KÖLE MUAMELESİ YAPILIYOR. Kur’an dan uzak İslam ı yaşamaya devam ettiğimiz sürece, ne bizler huzurlu ve mutlu oluruz, nede İslam ı başka toplumlara anlatabiliriz.

Gelin huzurun ve mutluluğun anahtarını, Kur’an da arayalım, emin olamadığımız hurafe ve sanı bilgilerde değil. Vakit geçiyor, emaneti her an teslim edebiliriz, yani imtihanımızın sonuna gelmiş olabiliriz. Eğer hesabın görüleceği o çetin gün pişman olmak istemiyorsak, aklımızı başımıza toplayalım ve elde Kur’an bugüne kadar bizlere din adına anlatılanları, bunlarda Allah katındandır dedikleri tüm bilgileri, Kur’an ile sorgulayalım.

Dilerim bu gerçeğin farkında olabilen, Allah ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

Darda Kalmış Kardeşlerimize Dua

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

selamun aleyküm rahmetullahi ve berakatühü

Değerli kardeşler dünyanın bir çok yerinde gerçekten dehşet verici,üzücü şeylerle karşılaşan kardeşlerimiz var.ne yazıkki zalimlerin hedefi HAZRETİ İSLAM ve MÜSLÜMANLAR.ve yine ne yazıkki müslüman ülkelerde birbirlerine yardımcı olmaktan çok uzak ve birbirlerinden kopuk yaşıyorlar.madem öyle bizde CENAB’I HAK’TAN CELLE CELALÜH bizi bu gaflet uykusundan uyandırmasını dileyelim kim bir dara düşmüşse onu kurtarmasını bizleri koruyup yardım etmesini dileyelim.

Bir İSLAM aliminden (CÜBBELİ AHMED ****MIZ CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH ondan ve tüm inananlardan razı olsun) bir musibete düşüldüğü vakit AYETEL KÜRSİ okunması gerektiğini ve AYETEL KÜRSİ’NİN Velâ yeûdühü hıfzuhumâ kısmının 7 defa tekrar edilmesi gerektiğini öğrenmiştim.Velâ yeûdühü hıfzuhumâ kısmını en az 7 defa tekrar ederek bu mübarek ve CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’ÜN izni ile çok tesirli olan bu SURE-İ CELİLEYİ bütün mazlum kardeşlerimiz,darda kalmışlarımız için okuyalım.sonra birde MÜBAREK FATİHA SURESİNİ okuyalım.CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH bu az amelimizi KUDRETİ,AZAMETİ,KEREMİ ile çoğaltıp tesirlendirsin.amin

Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hıfzuhumâ 7! ve hüvel aliyyül azîm.
AYET-EL KÜRSİ MEALİ (ANLAMI)
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Allah Teâlâ ki, O'ndan başka bir mabut yoktur. Hayy-ü Kayyûm olan O'dur. O'nu ne uyuklama ne de uyku tutmaz. Göklerde ne varsa yerde ne varsa, hep O'nundur. O'nun izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edecek olan kimdir? O, mahlukatının geçmişleri ve gelecekleri ne varsa hepsini bilir. Ve O'nun mahlukatı, O'nun dilediğinden başka O'nun malumatından bir şeyi ihata edemezler. O'nun kürsüsü göklerden ve yerden daha geniştir. Göklerin ve yerin hıfzı O'na ağır gelmez. Ve en yüce ve en ulu olan da ancak O'dur.
(Ömer Nasuhi Bilmen Radıyallhu Anh Meali)
MÜBAREK FATİHA SURESİ
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn


1. Rahman (ve) rahim (olan) Allah'ın adıyla.
2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O, rahmandır ve rahimdir.
4. Ceza gününün malikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
(Diyanet Vakfı Meali)

Bizimde başımızda ibadet etmeyen,İSLAM’İ yaşam tarzının dışında yaşayan bir genlik sıkıntısı var...tabi yalnız gençlerimizde değil bu sıkıntı içerisinde olanlarımız bunun içinde dua edelim zira bu en büyük felaketten de daha büyük bir felaket:
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Hunâlike de’â zekeriyyâ rabbeh(u) kâle rabbi heb lî min ledunke żurriyyeten tayyibe(ten) inneke semî’u-ddu’â

Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.
Al-i İmrân SURE-İ CELİLESİ/ 38.AYETİ KERİME
(Elmalılı Hamdi Yazır Radıyallahu Anh Meali)

Kaynaklar:AYETEL KÜRSİ: Ayetel Kürsi, Ayetel Kürsi Ayeti, Okunuşu ve Anlamı FATİHA SURESİ CELİLESİ www. namazsitesi.com Mealler kuranmeali .com

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Katılım Bankacılığı Bir Tuzaktır Aldatmaca dır.

$
0
0
İslam ı Kur’an dan değil de, batıl ve hurafe kaynaklardan öğrenip yaşarsak, bizleri her zaman Allah ile aldatanlar çıkacaktır, önce bunu unutmayalım. Günümüz İslam toplumunda, din menfaat ve çıkar adına öyle kullanır olmuş ki, adeta MÜSLÜMAN IN CEBİNDE, BİRİLERİNİN ELLERİ DOLAŞIYOR.

Kur’an da geçen RİBA, yani dilimize çevrilmiş şekliyle faiz, topluma öyle farklı ve yanlış anlatılıyor ki, BÖYLECE TOPLUMUN PARASI, SERMAYESİ ÇIKAR ÇEVRELERİNİN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ. Bugünkü yazımın konusu, katılım bankacılığı altında, toplumun nasıl aldatıldığı üzerine olacak.

Özet olarak şunu söylemek isterim, Kur’an ın bahsettiği RİBA/FAİZ ile bugün bankaların çalışma sisteminde geçen faiz çok farklıdır. Elbette bankalar kontrol dışına çıkarsa, RİBA dan yani Kur’an ın bahsettiği FAİZ den, hiçbir farkı olmaz. Detayına girmek istemiyorum. Vereceğim örnekten katılım bankası ile diğer bankaların hiçbir farkının olmadığını, tam tersine katılım banka sisteminin, saf ve tertemiz Müslüman din kardeşlerimin, inancıyla aldatıldığını söyleyebilirim.

Katılım bankacılığı tuzaklarını, sizlere daha iyi anlatabilmek için, bu sistemle çalışan bir katılım bankasına girdim. Ben yeni bir araba almak istiyorum, onun içinde 25.000 TL kredi almak istediğimi söyledim. Bu krediyi 36 ayda ödemek istediğimi, geri aylık ödemelerimin, ne kadar olacağını sordum. Aylık geri ödemelerimin, 847 lira olacağını söylediler. Yani 3 yılda faiz yaklaşık 5.500 TL. Toplam 30.492. TL

Bu parayı bana elden verebilir misiniz dediğimde, katılım bankacığında elden ödeme yapılmıyor, biz alacağınız firmaya ödeme yapıyoruz dediler. Neden bizlerin eline vermeyip, firmaya veriyorsunuz dediğimde, size verirsek, siz belki bir kısmını başka bir yerde kullanırsınız, O ZAMAN FAİZE GİRER DEDİ GÖREVLİ. KELİME OYUNLARI İLE AÇIKÇA TOPLUM ALDATILIYOR.

İnanılmaz bir mantık. Anlayışa bakar mısınız lütfen. Alacağım kredinin bir kısmını, ailemin ihtiyaçları için harcarsam, bunun faiz olacağını söyleyebiliyor. Buna hiç kimse itiraz etmiyor ve kabul ediyor. Benim araba alırken, onlardan alacağım krediyi onlar firmaya verip, bendende yaklaşık 3 yıl içinde 5.500 TL fazla alıyor, buna faiz demiyor, ama parayı benim elime verdiğinde, ben bir kısmını yine farklı ihtiyaçlarımda kullandığımda, o zaman bu faiz olur diyebiliyor. Aman Allah ım, mantığı görüyor musunuz?

Kur’an ın bahsetti RİBA/faiz, birisine verdiğiniz borcun nerelerde harcanması ile ilgili değil, VERDİĞİNİZ BORCUN, KAT KAT ARTIRILARAK GERİ ALINMASIDIR. Bir insan ihtiyaç dan dolayı borç alır. Borcu verdiğimize de, bu parayı nereye harcayacaksın diye soramayız. Çünkü bu onun özel hayatıdır. Elbette alınan borcun, kötü amaçlı yanlış yerlerde harcanması durumu farklıdır. Bunu da bizlerin takip etmesi, ya da bilmesi mümkün değildir.

Katılım bankasının, müşterisine güvenimi yok, yoksa farklı amaçlar mı var? Ya da kredi alanın, günaha girmesini mi engelliyor bu yolla acaba (!) Görevli bunları söylerken, biz aldığınız aracı ipotek ederek, böylece verdiğimiz paranın da takibini yapmış oluyoruz dediler.

İyide diğer bankalar, neden böyle bir davranış içinde değiller. Onlar verdiği krediyi gelişigüzel vermiyorlar ki. Onlarda geri ödeyemeyecek kişilere, zaten kredi vermiyor ama müşterisine güvenip, aldığı krediyi ellerine veriyor. Çok ilginçtir katılım bankası, biz ticaret yapıyoruz, faiz almıyoruz diyorlar. Diğer bankalarda ticaret yapıyor, hatta bankalar ticari kuruluşları destekleyen, çok önemli ticari bir işletmedir. Bir insan herhangi bir konuda, özel ihtiyaçlarını karşılamak için bu durumda kredi alamaz, katılım bankasından. Peki, kimden alacak? Kat kat RİBA (Faiz) artırılmış, tefecilerden mi alsın?

Acaba aynı krediyi, normal bir bankadan almaya kalksak, aylık ne kadar geri öderiz? Birkaç bankaya sordum. Birbirine yakın değerler aldım. Bir banka, aynı meblağdaki aylık dönüşün, 848 TL olduğunu söyledi. BAKIN KATILIM BANKASIYLA HİÇBİR FARKI YOK. Katılım bankası aynı parayı senin eline vermiyor, firmaya veriyor, diğer banka ise elimize veriyor.

Çok daha ilginci, birikimi olan ve enflasyonda parasının erimesini engellemek için, bankaya yatıran vatandaşlarımızın durumu, çok daha dikkat çekici. Katılım bankası adıyla çalışan bankaya paranızı yatırdığınızda, geri dönüş olarak en düşük getiriyi sağlıyor. Getirisini önceden söylemiyor, bir ay sonra belli olur diyor. Buda yaklaşık yüzde 06 ya da 06.30 faiz getirisi veriyor.

Gerçi onlara sorsanız bu faiz değil, kar payı diyorlar. Diğer bankalar ise, ekonominin gidişatına enflasyona uygun, yaklaşık yüzde 09.30 ya da 10 civarında gelir getiriyor ve bunu paranızı yatırırken hemen söylüyor. Yani paranızın ne kadar nemalanacağını, siz baştan biliyorsunuz. Ama katılım bankasında bilmiyorsunuz. Onların insafına kalmış.

İlginçtir, kredi almaya gittiğinizde her iki sistemde çalışan bankalar, bir birine çok yakın faiz oranları ile kredi veriyor, ama halkın parasını çalıştırmaya gelince, en düşüğünü katılım bankası veriyor. Bumu sizin adaletiniz?

TOPLUM BÖYLECE FAİZ KORKUSUYLA ALDATILIYOR, KANDIRILIYOR. ASLINDA YOK BİRBİRLERİNDEN FARKI, TEK FARKLARI BİRİSİ, DİNİ KULLANARAK TOLUMUN PARASINI, İSTEDİĞİ GİBİ KULLANIYOR. Değerli din kardeşlerim. Allah Kur’an da, kat kat artırılmış RİBA yemeyin der.

Ali İmran 130: Ey inananlar, KAT KAT RİBA YEMEYİN, Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. ( Süleyman Ateş)

BURADAKİ RİBA, TEFECİLİĞİN TAM KARŞILIĞIDIR. Bugün bankacılık, ya da katılım bankacılığı çağımızın, yaşantımızın gerçekleridir. Doğru kullanılırsa toplumun yararına olur, yanlış kullanılırsa zararına olur. Yani devletin mutlaka kontrolünde olmalıdır. Tabi devlete de millet sahip çıkıp, yöneticilerini EHİL insanlardan seçebiliyorsa.

Faiz/RİBA verdiğiniz borcu, kat kat artırarak geri almaktır. KATILIM BANKASI DA, DİĞER BANKALARDA, VERDİĞİ KREDİYİ GERİ ALIRKEN, AYNI MİKTARDA GERİ ALIYOR. BUNUN FARKLI OLDUĞUNU NASIL SÖYLERİZ. Normal bankadan, ya da katılım bankasından kredi aldığınızda, İster bir mal alın, ister çocuğunuzu evlendirin, ister evinize erzak alın. Hiç fark etmez.

Bu makaleyi yazmamdaki amaç, din kardeşlerimin aldatılmaması adınadır. Lütfen inançlarımızı, bizlere din adına öğretilenleri, Kur’an ile mutlaka sorgulayalım. Eğer bunu yapmazsak, aldatılmaktan, sömürülmekten asla kurtulamayız.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

Uyuşturucu Hızlı Ve Acılı Bir ölümdür Gençler Uzak durun

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
ve mâ tevfîkî illâ billâh, aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb
selamun aleyküm rahmetullahi ve berakatühü

Hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun...

Ne kadar karizmatik bir söz değil mi arkadaşlar?peki gerçekten de öylemi acaba?biri size gelse dese ki ya ne kadar yakışıklısın(yada güzel) hadi ölde cesedin yakışıklı olsun yaşlı olmasın dese ona ne derdiniz? -Git başımdan deli misin nesin?derdiniz değil mi?

Evet kulağa karizmatik gelse de APTALCA bir söz aslına bakarsanız bu.

Konumuzda bu sözle kesişiyor aslında...uyuşturucu veya uyarıcı belası sadece keyif verici bir şey zannedilse de en değerli varlığınızı en hızlı bir şekilde kaybedebileceğiniz ve aklınıza bile getirmediğiniz acılarla ölebileceğiniz bir şey uyuşturucu illeti,belası...gerçekten de sözdeki gibi hızlı bir şekilde öldürüyor insanları ama öldürürken de gerçek manada hayatı zindan ediyor.

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Uyuşturucu veya uyarıcı aslında ne olduğunu bilseniz yanına bile sokulmayacağınız çeşit çeşit kimyasalı,yanına bile yaklaşmayacağınız çeşitli korkunç hastalıklara sebep olan maddeyi bünyesinde barındıran bir bela.

Ama ne yazık ki bu illet öyle ortamlarda öyle kişiler tarafından bize sokuluveriyor ki yılandan daha SİNSİ...teknoloji geliştikçe oda kendini geliştirdi,değiştirdi daha ölümcül ve aynı zamanda bize ulaşması daha da kolay hale geldi.ve ne yazık ki en acısı da kullanma yaşı da fena halde düşmüş durumda.okul önlerinde şekere benzeyen uyuşturucuların satıldığını duymuştum kısa süre önce!!!

Uyuşturucu veya uyarıcı illeti çok kıskanç bir arkadaş...öyle ki sizi ilk içimle eline aldığı zaman kendisinden başkasını size haram ediyor.cebinizdeki paradan,sağlığınıza,ailenizden dostlarınıza,cilt sağlığınızdan psikolojinize neyiniz var neyiniz yoksa her şeyden sizi ayırıp yalnızca kendisine bırakıyor,köle ediyor.zaten uyuşturucu kullananların aklında tek ama tek bir şey oluyor güdülenmişçesine : uyuşturucu aramak - bulmak - kullanmak başka hiçbir şeyi umursamıyorlar…

Uyuşturucunun en şiddetle vurduğu şey sizin aklınız,psikolojiniz.bu da akıl gücünüzün,zihninizin zayıflayarak zalimler zalimi uyuşturucunun kölesi haline gelmenizi sağlıyor.ne koçyiğitler,babayiğitler,ne temiz hanımlar yürüyen ölülere dönüyorlar.ve artık kurtulmanız çok zorlaşıyor.hemen hastahaneden,uzmanlardan yardım alınmassa çok geç olabiliyor.

Uyuşturucu veya uyarıcı illetininin 2 esas kullanımı vardır.

İlk kullanım :daha bu ilk kullanımdan sonra kişi artık eski insan değildir.bir kez bile kullanılması ile kullananı bir daha bırakmamak üzere pençesine alan uyuşturucu belası ilk kullanımda cömert davranır ve büyük bir haz verir.daha sonraki kullanımlarında bu ilk deneyimdeki hazzı hiç bir zaman bulamayacak olan kullanıcılar hep o ilk kullanımı yakalamak için kullandıkları illetin dozunu artırırda arttırırlar.

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Son kullanım :Şimdi diyeceksiniz ki “bu zıkkım öyle bırakması kolay bir şey değil son kullanımda nasıl oluyormuş.” Evet bu illeti bırakması çok zor.eğer hastahanelere başvurup ondan kurtulmuyorsanız zaten siz onu bırakamıyorsunuz o sizi bırakıyor...Son kullanım namı değer Altın Vuruş yada daha doğrusu Ölüm Vuruşu ...Ölüm Vuruşunda yüksek dozda ve avuçla yutulan bu pislik sizi habis bir şekilde öldürüyor.

Evet ilk kullanımda da değimiz gibi kişi hiç yakalayamacağı o ilk kullanımdaki hazzı yakalayabilmek için doz artışına gidiyor.ama kullandığıda akide şekeri değil!!normalde yanına yaklaşmak istemeyeceğiniz vucudu ve sağlığı mahveden binbir çeşit zehir,binbir çeşit kimyasal!!!ne oluyor en sonunda eğer hastahanelerden yardım alınmazsa VUCUD İFLAS,ve acı bir ölüm.

Ha ben kullanırım sonra hastahaneye gider kurtulurum demeyesiniz.biraz kanser olayım sonra hastaheneye gider iyileşirim diyormusunuz?emin olun ciddi manada söylüyorum yazıyı okumaya devam ederseniz kanserin bile bu uyuşturucu madde belasından daha insafllı olduğunu göreceksiniz.bırakmak öyle kolay değil bu pislikleri.durum sizin sandığınız kadar basit değil!!!hatta çok ciddi.

Benim iradem kuvvetlidir,istediğim zaman bırakırım demeyin.bu pisliği hafife almayın bunun en önemli hilesi ilk kullanımda ciğerinize binbir çeşit bağımlılık yapıcıyla işlemesi bir daha da sizi kolay kolay bırakma-ması!psikolojik sağlığınızı bozduğu için iradenizide elinizden alır.

Hele bir de kullanan fakir ise...yandı gülüm keten helva.bu felaket üstüne felaket demek!!o zaman uyuşturucu sadece sağlığınızı,ömrünüzü çalmayacaktır.sizi diğer binbir türlü belaya bulaştıracaktır.oraya hiç girmeyelim çünkü ne anlatmakla biter nede anlatmakla anlaşılır.hani derler ya yaşamayan bilemez bunu diye işte öyle…!!!emin olun ki bu söylediklerimin hiç biri abartı değil.uyuşturucu parası bulamayınca insanlar deliriyor,cinnet geçiriyorlar.sonra CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH korusun neler oluyor neler...

Uyuşturucu ayda 3-5 bin lira kazanan insanlara göre bir şey değil.zaten önce psikoloji,sonrada sağlığınızı bozan bir şey olduğu için işinizide size kaybettirecektir yakın zamanda.

Hafıza kaybından,İLK KULLANIMDA ÖLÜM tehlikesi bulunan bu melet düzenli hayatı mahvetmetmektedir.

Tabi bu yukarıda saydığımız iki kullanım arasında olanlar da var...yani hızlı ölüm dediysek dediysek kolay ölüm demedik...bu illete düşmüş olanın başından bela eksik olmuyor ki.birazcık araştırma yaptım ben bile bu zamana kadar bu denli bir canavar olduğunu bilmiyordum bu uyuşturucunun...yaşam sürenizi anında 10 kat mesala gençseniz 30,40 yıldan 3,4 seneye indiriyormuş bu illet!!!içinde etleri çürütenler,derilerin rengini yeşile çevirenler,dişleri dökenler,etleri kangrenleştirenler,damarları patlatarak iç organları mahvedenler ve daha nice illet,nice bela…

Bu illete müptela olan bir de Ceza alırırım,hapse girerim korkusuyla uyuşturucu bıraktırma merkezlerine gitmekten çekiniyorlar ve kendilerine boşu boşuna yazık ediyorlar.asıl bu merkezlere gitmezseniz cezaya tutulabilirsiniz.uyuşturucu kullandığınızı yakalanmadan önce bildirmezseniz cezayı asıl o zaman alıyorsunuz!!!bu da cabası.

Uyuşturucu illetinden kurtulmak isteyenler için hazırlanmış Türk Ceza Kanununun pişmanlıkla ilgili 192.maddesinin 4 bendi şöyle diyor

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 192
Etkin pişmanlık
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
(1)

Tabi bide ZARARSIZ UYUŞTURUCU kullananlar da var.20,22 yaşında toy bir gençti. “abi zararsız bizim içtiğimiz hatta faydası var” diyordu.gülermisin ağlarmısın.zararsız uyuşturucu,uyarıcı,şucu,bucu YOK!hangi türü,hangi şekli olursa olsun farketmez.sakın ola size biri bunun zararı yok zararı olan öbürleri derse enayice inanmayın.yahu hangi kimyasal madde zararsız olabilir.bize tedavi etsin diye verilen ilaçlar bile bir zaman sonra zarar veriyor vucudumuza.sırf zehir bunlar zararsızı olurmu?hemen hastahanelere,yeşilaya başvurulmalı,kurtulunmalı bu illetten.

Peki nasıl oluyorda uyuşturucu bu kadar zararsız hatta parıltılı görünebiliyor hala?çünkü onun zararını uzun süre kullandıktan sonra ortaya çıkacağını zannediyoruz,bende öyle sanıyordum,fakat önce (gerçek manada) zombiye çevirdiği kurbanını sadece bir kaç yılda acılar içinde öldürüyormuş meğer bu pislik.birde genelde filimlerde izliyoruz onu ışıltılı mekanlarda,yakışıklı,güzel oyuncular artisler kullanıyor yani gerçek yüzünü görmüyoruz onun ama işin aslı tam anlamıyla Dehşet,Felaket!!!0

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Peki gençlerimiz bu illetin pençesine nasıl düşebiliyorlar?merak,arkadaşım kullanıyor bende kullanayım,gencim,güçlüyüm bana bişey yapmaz(salakça) bazıları arkadaşları tarafından dışlanmamak veya cesaretlerini kanıtlamak,korkak denilmemek için bu illetin pençesine düşüyorlar.ama uyuşturucu belası hiç bir şeye benzemez!!daha ilk kullanımı ile kişiyi pençesine alan uyuşturucu belası kurbanının dünyasını mahvetmeden,acı bir şekilde öldürmeden bırakmıyor öyle kolay kolay.

Yani enayilik ederek bana korkak demesinler diye bulaşmayın sakın bu illete.size uyuşturucu ikram edilen yerden yangın yerinden kaçarcasına uzaklaşın bir dahada arkanıza bakmayın sakın.en sevdiğiniz kişi bile verse size bu illeti almayın çünkü sizi yarın,birgün en sevdiğiniz bile terkedebilir ama uyuşturucu belası sizi asla terketmez!!!bu illetle başbaşa kalırsınız,hastahanelik olursunuzda kimsenin umrunda bile olmazsınız.

Evet bu ve bunun gibi nedenler bile bile lades...birde sarhoşken,bilmeden düşülen cinsten düşüşler var.zaten içki bütün kötülüklerin anasıdır demiş PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM.HAZRETİ İSLAM’DA akıl korunması gerekli birşeydir şuuru kapalı insan herşeyi yapabilir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM buyuruyorki:

İÇKİ
(İçki, bütün kötülüklerin başıdır.) [Taberani]

(İçki kötülük doğurur.) [Beyheki, Ruzeyn]

(İçki her kötülüğün anahtarıdır.) [İbni Mace]

(Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın!) [Taberani]

(İçkiden sakının! Ağaç dal budak saldığı gibi, içki de, kötülük saçar.) [İbni Mace]

(İçki, günahların en büyüğüdür, her kötülüğün ve her günahın anasıdır.) [Taberani]

(İçki içenin haya perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevk eder ve her iyilikten alıkoyar.) [Taberani](2)

Evet Kişi içkili iken normalde yapmayacağı işleri kolaylıkla yapabilir.sonuç felaket olur.zaten bu illetlerin dedesi içki,sigara gibi illetlerdir.dedesi ile dostsak uygun ortam olunca torunları ilede buluşuruz bir şekilde MAZALLAH!!!

Asıl sebep sizsiniz seçtiğiniz yaşam tarzı,gittiğiniz ortamlar seçtiğiniz arkadaşlar.bunlar sizi hiç ummadığınız anda bu uyşturucu belası ile başbaşa bırakıp güzelim hayatınızı bir anda ve kısa sürede zindana,ahiretinizide sonsuz cehenneme çevirebilir.istiğfarı tevbe edip bunlardan kurtulmayı bize nasip eylesin CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH.amin ecmain ve selamun alel MÜRSELİN vel hamdulillahi RABBÜL ALEMİN.

İçki ile ilgili diğer hadisi şerifler:
(Alkoliğin, kabrinden kalkarken, iki gözü arasında, "Bu Allah’ın rahmetinden mahrumdur" yazısı görülür.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, sarhoştan uzak durur.) [Bezzar]

(İçki içenin, kıyamette yüzü kara, dili sarkıktır, pis kokusundan herkes kaçar.) [Zevacir](1)

Uyuşturucuya saplamanın en önemli sebeplerinden biri HUZURSUZLUK! insanımızda huzur yok.zaten yaşadığımız bu çalkantıların ana sebebide huzursuzluğumuz tahammülsüzlüğümüz,doyumsuzluğumuz.bunlar gençlerde dahada güçlü olabiliyor.buluğ çağına erişmiş gençler aileleri tarafından yeterli ilgi ve sevgi göremiyorlar.hayatta manen yalnız kalıyorlar.buda onların huysuz,mutsuz,karamsar olmalarına sebep oluyor.zamanımız çok kötü bir zaman emin olun gençlerinizi korumazsanız başta uyuşturucu veya uyarıcı belası olmak üzere her türlü kötülüğe bulaşıp hayatlarını zindana çevirmeleri çok kolay.

Onlara attığımız en büyük kazık en büyük yardımız olan CENABI ALLAH CELLE CELALÜH ile onları buluşturmuyor zalim hayatla başbaşa bırakıyor olmamız zaten.bir yerde “En büyük yetimlik ALLAH’TAN kopuk yaşamaktır diye bir yazı okumuştum.evet çok doğru bir söz.bir gencin hayatta herşeyi olabilir para,araba,ev,kat,yat ama içinde huzuru yoksa O’nun kalbi dış dünyasının aksine bir harabeden farksız olacaktır!son model arabalarada binse,herşeyi istediği zaman alabilsede mutsuzdur,huzuru olmayan birinin hayatı sarayın içinde de olsa zindandır!

Oysaki kalbi huzurlu biri ne kadar fakir olursa olsun kulubede dahi sarayın içindekilerden daha mutlu,daha güzel bir hayatı yaşar.

Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
Ra’d / 28

Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Bakara / 152

Evet insanın yalnızca bedeni yokki.bir de ruhu var.evler arabalar,güzel yemekler v.s sizin bedeninize yani hayvani yönünüze yani, nefsinize hitap eder oysaki kalbinize yani manevi yönünüze yani ruhunuza hitap eden ruhunuzu besleyen tek şey vardır oda CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’LE alakalı olan şeylerdir.bunların en başında KURAN’I KERİM okumak,dinlemek gelir,dua gelir,zikir gelir,ibadet gelir.yani müzik ruhun gıdasıdır lafı geçersizdir.ruhun ne olduğunu bilmeyenlerin uydurmasıdır.müzik nefsi tatmin eder nefiste doyumsuzdur hep daha çok ister.insanı çeşit çeşit illete belaya sevkeden şeytan ve nefistir.sonrada bunlar insanı mahveder.

UYUŞTURUCU VE UAYRICI MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR!!!

Oysaki RABBİ ile (CELLE CELALÜH) güçlü ilişkileri olanları kimse yıkamaz.

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
Zâriyât / 56
(Mealler Diyanet Vakfı Meali kuranmeali .com)

Evet ne yazıkki yaratıldığımız gaye ile yaşayamadığımız için kaçınılmaz olarak sıkıntıya düşüyoruz.

Bilimsel verilere görede ibadet eden kişiler daha huzurlu ve mutlu olduklarından psikolojisi bozuk insanların daha çok yakalandığı kalp hastalıklarına daha az yakalanıyor,intihar oranları ise ceza gününü,ahireti unutmadıkları için %100 (yüzde yüz) oranında düşüyormuş.


CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH bu illete düşenlere yardım eylesin,kurtarsın.ruhi sıkıntıları olanlar mutlaka psikolojik yardım da alsınlar.ayıp değil.uyuşturucu gibi illetlere bulaşmasınlar.

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile
şu sohbeti dinlemenizi tavsiye ederim
Cübbeli Ahmet ****-Uyuşturucuya Tutulmuş Genç Tanidi Beni,Insan Kazanalim | Eski Sohbetler=195 - YouTube

(1)http://www. turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=5140

(2)http://www. dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1502

Kardeşlerimizi Unutmayalım

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

Değerli kardeşler kardeşlerimizi hiç unutmayalım hep dua etmeye çalışalım.çünkü gerçekten çok zor haldeler suriyeden arakana çinden hindistana somaliye kadar müslümanların durumu içler acısı.biz çok şükür,hamd olsun güvendeyiz,yiyecek içecek sıkıntımız onlar kadar yok.Buna sonsuz hamd ve şükür etmeli ve kardeşlerimize yapılan yardım hareketlerine katıldığımız gibi en büyük yardım olan duayıda dilimizden düşürmemeye gayret etmeliyiz.

Mübarek FATİHA SURE-İ CELİLESİNİ ve 3 İHLAS-I ŞERİFE okuyalım biz az okuduk CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH çoğaltsın kimin ne derdi varsa ona derman olsun.PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM,PEYGAMBER EFENDİLERMİZ ALEYHÜMÜSSELAM’LAR ve katında tüm hatrı ve hakkı olanlar adına tüm inananların günahlarını affetsin,bağışlasın,mağfiret eylesin,rahmet eden yönleri ile bizi hidayet eylesin ve orada daim eylesin iman selameti ile yaşatsın,büyük günahlardan korusun ve canımızı müslüman olarak alsın,salihlerle beraber haşreylesin.hastalara şifalar versin amin ecmain ve selamun alel MÜRSELİN vel hamdulillahi RABBÜL ALEMİN.FATİHA’YI ŞERİFEMİZİ,3 İHLASI ŞERİFELERİMİZİ okuyalım

1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn
Anlamı
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2- Hamd o âlemlerin Rabbi,
3- O Rahmân ve Rahim,
4- O, din gününün maliki Allah'ın.
5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
6- Hidayet eyle bizi doğru yola,
7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların
ve o sapmışların yoluna değil.

3 defa
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Kul hüvellâhü ehad
2- Allâhüssamed
3- Lem yelid ve lem yûled
4- Ve lem yekün lehû küfüven ehad
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O 'na bir denk de olmadı.

HAZRETİ KUR’ANDA bulunan şu güzel duayıda hep beraber yapalım.
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.
Al-i İmrân SURE-İ CELİLESİ/ 38.AYETİ KERİME
(Elmalılı Hamdi Yazır Radıyallahu Anh Meali kuranmeali .com)
(sureler, kaynak namazsitesi .com)

Zira gençlerimiz ne yazık ki dinlerinden çok habersiz yaşamaktalar,bu çok acı bir durum,ölüm hepimizin peşinde ve karşımıza da her an çıkabilir.yalnız bu dünya varmış gibi yaşattığımız gençlerimize yaptığımız en büyük kötülük onlara RAB’LERİNİ CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’Ü,PEYGAMBER EFENDİ’LERİNİ HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’İ ve asıl görevleri olan kulluğu,HAZRETİ İSLAM’A göre yaşamayı öğretmiyor,tanıtmıyor ve ne yazık ki bizde bunlardan bi haber yaşıyor olmamızdır.

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Farkında Olmadan Şeytanı Dost Edinmek.

$
0
0
Günümüzde bizler, İslam ı öyle yanlış bilgilerle yaşıyoruz ki, inanın farkına varabilsek, üzüntümüzden kahroluruz. Din ve iman hata götürmez. Onun içinde bir sarraf misali, çok dikkatli ve hassas olmalıyız. Bizlere Kur’an ı sizler anlayamazsınız diyenlere inandığımız için, Yaradan ın bizlere tebliğini ilk elden alma şansımızı da kaybetmişiz. Böyle olunca da ellerimizle RUHBAN sınıfı yaratmışız. Hâlbuki İslam dininde, ruhban sınıfı yoktur. Allah ile kulu arasına, elçisinin bile giremeyeceği bilgisini, bakın nasıl veriyor bizlere. Tabi Kur’an ı anlayarak okursak, ancak bunun farkına varabiliriz.


Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)


Bizlerin Kur’an ile bağımızı kesenler, saltanat ve hükümranlıklarının devam edebilmesi için, öyle yanlış bilgilerle bizleri oyalamışlardır ki, FARKINDA OLMADAN ŞEYTANI DOST EDİNİYORUZ. Evet, yanlış duymadınız, farkında değiliz, ama genel çoğunluğumuz, Allah ı dost edindiğimizi zannederek, şeytanı dost edinmiş olabiliriz. Gelin bu konuyu, Kur’an ışığında anlamaya çalışalım.


Zuhruf 36: Kim, Rahman’ın ZİKRİ’Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, biz onun başına BİR ŞEYTAN SARARIZ. ARTIK O, ONUN AYRILMAZ DOSTUDUR.(Diyanet meali)

Bakar mısınız lütfen, Kur’an ayetlerinin bir kısmını kim görmezden gelir, ya da üstünü örterse, bizler ona şeytanı musallat ederiz, şeytanın dostu yaparız diyor. Bugün bizler onlarca ayetin hükmünün kalktığını, nesh edildiğine inanırsak, ayrıca Allah ın açıkça verdiği hükümlerin tersini hayatımıza geçirirsek, SİZCE DOSTUMUZ ALLAH MI OLUR, YOKSA ŞEYTAN MI? Ne yazık ki bugün bu hatayı bizler yapıyoruz. Hatırlayınız lütfen, Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diyor Kur’an da, bizler tam tersine, Allah ın yanında şefaatçiler ediniyoruz. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, Kur’an ın ipine sarılın diyor, bizler ise Kur’an da her bilgi yoktur diyerek, sınır tanımaz bir inanç yaşıyoruz.


Kur’an veli ve dost kelimelerini iki farklı anlamda kullanmıştır. Örneğin bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile büyüğüne veli dediği gibi, din ve iman adına güvenilecek ve yardım istenecek, yalnız Allah ı VELİ edinmemizi öğütler. Yani din adına sarılacağımız kitabın yalnız Kur’an olduğu ve dinin sınırlarını Allah Kur’an ile sınırladığını anlatır.


Dost kelimesi de yine iki farklı anlamda kullanılmıştır. Örneğin Müslüman, Müslüman ın dostudur der. Ama bir de çok önemli bir anlamı vardır ki, din ve iman adına güvenilecek, yardım istenecek dostun yalnız Allah olduğunu söyler Kur’an. Veli ve dost, birbirine çok yakın anlamda kullanılmıştır.


Araf 3: (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'NDAN BAŞKA DOSTLARA UYMAYIN. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz. (Elmalı Hamdi meali)


Demek ki uymamız gereken yalnız Kur’an, din ve iman adına güvenebileceğimiz yardım isteyeceğimiz dostumuz/velimiz de yalnız Allah. Peki, bizler bugün ne yapıyoruz? Yalnız Kur’an olmaz, Kur’an da her bilgi yoktur diyor, emin olamayacağımız bilgilerle dinimizi yaşıyoruz. Tıpkı cahiliye döneminde yapıldığı gibi. Ayrıca kendi nefislerimizde, Allah dostları ilan ettiğimiz kişiler yaratarak, onları şefaatçiler ilan edip, hiç kuşku duymadan ardı sıra gidiyoruz. BÖYLE YAPAN BİZLERİN, SİZCE YANINDAN ŞEYTAN EKSİK OLUR MU? Bakın Allah dan başka, yardımcı dost olmadığını, Rabbimiz nasıl ayetlerinde anlatıyor.


Secde 4: Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. O'NDAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR ŞEFAATÇİNİZ VARDIR. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız? (Diyanet vakfı meali)


Şura 6: ALLAH'TAN BAŞKA DOSTLAR EDİNENLERİ ALLAH, DAİMA GÖZETLEMEKTEDİR. Sen onlara vekil değilsin. (Diyanet vakfı meali)


Şura 9: Yoksa onlar ALLAH'TAN BAŞKA DOSTLAR MI EDİNDİLER? HÂLBUKİ DOST YALNIZ ALLAH'TIR. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.(Diyanet vakfı meali)


Şura 46: Onların ALLAH'TAN BAŞKA KENDİLERİNE, YARDIM EDECEK HİÇBİR DOSTLARI YOKTUR. Allah kimi saptırırsa, artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. (Diyanet vakfı meali)


Tevbe 116: Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. SİZİN İÇİN ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR YARDIMCI VARDIR. (Diyanet vakfı meali)


Ne dersiniz, Allah Kur’an da bizleri nasıl uyarıyor, fakat bizler hala Allah ın yanında, bizlere yardım edeceklerini iddia ettiğimiz DOSTLAR, VELİLER, ŞEYHLER, EFENDİLER nasıl edinmeye devam ediyoruz. Sizce bu durumda yanı başımızda, bizlere fısıldayanlar kimler olabilir? Allah yardımcımız olsun.


Allah o günkü Ehli kitabın yaptığı yanlışları uyarmak, bir daha aynı hataların yapılmaması için, sizlere Kur’an ı indirdik dedikten sonra, bakın çok dikkat çekici bir uyarı yapıyor ve aynı hataları yapanların, dostu kimler olacağını bir kez daha nasıl açıkça belirtiyor.


Nahl 63: Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de ŞEYTAN ONLARA AMELLERİNİ SÜSLÜ GÖSTERDİ. O, BUGÜN DE ONLARIN DOSTUDUR/ O GÜN DE ONLARIN DOSTU İDİ. Onlar için acıklı bir azap var. (Yaşar Nuri Öztürk meali)


Daha önceki Ehli kitap, nasıl yanlışlar yapmıştı da, onlara yaptıklarını şeytan süslü gösterdi diyor? Cahiliye dönemini lütfen hatırlayınız. Allah peygamberler ve kitaplar gönderip, yalnız gönderdiğim kitaplara uyacaksınız dediği halde, onlarda tıpkı bugün bizlerin genel çoğunluğumuzun yaptığı gibi, yalnız Allah ın gönderdiği kitaplarla yetinmediler. İnançlarını hurafe ve rivayet ağırlıklı yaşamayı seçtiler.


Allah sakın şefaatçiler edinmeyin, benim ile aranıza kimseyi koymayın dediği halde, şefaatçiler edinip, birde onların heykellerini yaparak, Allah ile aracı yaptılar. Onların Allah katında şefaatçileri olacağına inandılar. Peki, bizler günümüzde ne yapıyoruz? ARAMIZDAKİ TEK FARK, HEYKELLERİNİ YAPMADIĞIMIZDIR. Hatırlatırım, Allah Kur’an ı yeterli görmeyerek, Allah ın Kur’an da ki sınırlarını aşanlara, şeytan musallat edip, onların dostu olacağını söylüyor. Kur’an ı yeterli görmeyenlere de bakın Rabbimiz ne diyor.


Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNMAKTA OLAN KİTABI SANA İNDİRMEMİZ ONLARA YETMEMİŞ Mİ? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır. (Diyanet vakfı meali)

Casiye 6: İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın ayetleridir. Artık ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Diyanet vakfı meali)


Dikkat ederseniz o günkü Ehli kitap, Kur’an ı yeterli görmeyip, atalarından intikal eden rivayet ve sanı inançlarını da yaşamak istemişlerdi. Ama Yaradan asla bunu kabul etmiyor, bakın nasıl uyarıyor ve yalnız Kur’an ın yeteceğini söylüyor. Allah ın ayetlerinden başka, hangi söze inanacaklar diye de uyarıyor. Bugün bizler Allah ın ayetlerini yeterli görmüyor ve onun yanında, asla Allah ın bahsetmediği ciltler dolusu bilgilerin ardı sıra gidiyoruz.


Değerli din kardeşlerim. Bizlerin ilk önce yapması gereken, Kur’an ı ilk elden anlayarak ve düşünerek okumak olmalıdır. Daha sonrada sormalıyız, araştırmalıyız. Tıpkı bir öğrenci misali. Allah sizleri Kur’an dan imtihan ediyorum diyor. Hepimiz birbirimize muhtaç yaratılmışız. Ama şunu asla unutmamalıyız, güvenilecek yardım istenecek velimiz, dostumuz yalnız Allah tır. Bakın Rabbimiz, din ve iman konusunun önemine dikkat çekmek adına, bizleri nasıl uyarıyor.


Nisa 45: Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. GERÇEK BİR DOST OLARAK ALLAH YETER, BİR YARDIMCI OLARAK DA ALLAH KÂFİDİR. (Diyanet vakfı meali)


İsteyen Allah ın bu uyarısını dinler, isteyen uyarıları göz ardı eder, seçim bizlerin. Yanı başımızda farkında olmadan, şeytanı dost edinmiş olma tehlikesine, bu yazımda dikkat çekmeye çalıştım. Hepimiz hata yapabiliriz. ÖNEMLİ OLAN HATADA ISRAR ETMEMEKTİR.


Hatada ısrar etmek istemeyen, emin olmadığı bilgilere değil, yalnız Kur’an a sarılır. Peygamberimizde yalnız Kur’an a sarılmış, yalnız Kur’an ı tebliğ ederek, ümmetine Kur’an ile hükmetmiştir. Asla Kur’an ın dışından, dine ilaveler yapmamıştır.


Rad 40: Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, YİNE DE SANA DÜŞEN SADECE TEBLİĞ ETMEK, bize düşen de hesaba çekmektir. ( Elmalı Hamdi meali)


Ahkaf 9: De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.(Diyanet vakfı meali)


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

İslam Dininde Kadınların Boşanma Hakkı Yok Mudur?

$
0
0
Bizler İslam ı kendi nefsimizde öyle bir şekillendirdik ki, özellikle kadın neredeyse ikinci sınıf bir insan durumuna düşürüldü. Hâlbuki Kur’an, kadın ve erkeğin ayrılmaz bir ikili olduğunu, hiçbirisinin diğerine üstün olmadığı, üstünlük Allah katında olduğu anlatılır.

Yazımın konusuna gelince. Günümüzde İslam ı Kur’an merkezli yaşamayıp, rivayet ve sanı bilgilerle yaşayanlar, KADININ EVLİLİK DE BOŞANMA HAKKI OLMADIĞINI, BOŞAMA HAKKININ YALNIZ ERKEKTE OLDUĞUNU, SÖYLEME GAFLETİNDE BULUNMAKTADIRLAR. Elbette bu sözler Kur’an a iftiradır, hakarettir.

Kur’an evlilik konusunu çok ciddiye alır ve boşanma konusunun en son düşünülmesi gerektiğini, birçok ayetinde anlatmaya çalışır. Onun içinde, çok ciddi önlemler alır. Eğer eşler anlaşamıyorsa, bakın yakınlarının ilk yapması gerekenleri, nasıl anlatıyor.

Nisa 35: Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, ERKEĞİN AİLESİNDEN BİR HAKEM VE KADININ AİLESİNDEN BİR HAKEM GÖNDERİN. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.(Diyanet vakfı meali)

Demek ki kadın ve erkeğin aralarını bulmaları için, en yakınlarından ama hem erkek hem de kadın tarafından, bir HAKEM HEYETİ OLUŞTURULMASI İSTENİYOR. Demek ki evliliğin devamı, yalnız erkeğin isteğiyle olmuyormuş. Ayette ayrım yapmadan genel bir ifade ile geçimsizlikten, aralarının bozulmasından bahsediliyor. Bugünde böyle yapılmaz mı zaten. Barışmaları için aracılar konur, olmuyorsa yakınlarının da şahitliğinde, bu her toplumda her çağda yetkilendirilmiş mahkemeler aracılığıyla eşler ayrılır. Şimdide farklı bir ayet örneği vermek istiyorum.

Nisa 129: Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.

130: EĞER AYRILIRLARSA, ALLAH BOL LÜTUF VE NİMETİYLE ONLARIN HER BİRİNİ ZENGİN KILAR (başkalarına muhtaç bırakmaz). Allah, lütfu geniş olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir.(Diyanet İşleri meali)

Ayet çok eşli olmanın sakıncalarından bahsediyor ve diyor ki, çok eşlilikte isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız. Bu durumdan memnun olmayan, kadınlarınızdan ayrılmak isteyenler olursa, zor durumda kalacaklarından korkmasınlar, elbette Allah onlara yardımcı olacaktır diyor. Bakın bu ayette de kadın isterse, eşinden memnun değilse, ayrılabileceğini çok açık belirtiyor. Şimdi vereceğim ayette ise bakın kadın boşanmak istediğinde, ne yapması gerektiğini nasıl açıkça belirtiyor.

Bakara 229: Boşanma iki defadır/Boşanmada iki celse yapılmış olursa, ondan sonra ya iyilikle tutmak veya güzellikle ayrılmak gerekir. Kadınlara mehir olarak verdiğiniz bir şeyi geri almanız helâl değildir. Meğerki eşler, Allah'ın sınırlarını yerine getirememekten korkmuş olsunlar. Ancak erkek ve kadının, Allah'ın sınırlarında durmayacaklarından korkarsanız, O ZAMAN KADININ AYRILMAK İÇİN VERDİĞİ FİDYEDE HAKKINDAN VAZGEÇMESİNDE İKİSİNE DE BİR GÜNAH YOKTUR. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Sakın bunları aşmayınız. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zâlimlerdir. ( Bayraktar Bayraklı meali)

Ayet eşlerin boşanma konusuna, çok sıkı tedbir getiriyor ve diyor ki, bir eşi canının istediği gibi, boşayıp tekrar alamazsın. Bir eş en fazla iki kez boşanabilir diye sınır getiriyor. Bakara 230. ayette de, üçüncü kez boşamadan sonra, aynı kadınla evlenebilmek için, o kadının bir başka erkekle evlenip, ondanda boşanması halinde ancak tekrar evlenebileceği konusunda, çok önemli bir tedbir getiriyor boşanma konusuna. YİNE BAKARA 231. AYETİNDE, EŞLERİNİZİ İSTEKLERİ DIŞINDA, EZİYET ETMEK İÇİN ALIKOYMAYINIZ DİYE UYARIR.

Bakara 229. ayeti anlamaya devam edelim. Erkek kadını boşamak istiyorsa, evlenirken verdiği mehiri geri almamalıdır diyor. Yine ayetin devamında, çok net bir açıklama yaparak, kadın ve erkek Allah ın sınırlarında duramayacağından korkarsa, yani bir birinize karşı saygınızı, sevginizi yitirdiyseniz, BU DURUMDA KADIN EŞİNDEN AYRILMAK İSTİYORSA, EVLENİRKEN ALDIĞI BEDELDEN/MEHİRDEN VAZGEÇMESİ ŞARTIYLA, RAHATLIKLA BOŞANABİLECEĞİ ANLATILIYOR.

Güzelim dinimizi, nefislerimizde yarattığımız batıl inançlarımızla, öyle şekillendirdik ki, KADINLARIMIZA ADETA KÖLE MUAMELESİ YAPILIYOR. Kur’an dan uzak İslam ı yaşamaya devam ettiğimiz sürece, ne bizler huzurlu ve mutlu oluruz, nede İslam ı başka toplumlara anlatabiliriz.

Gelin huzurun ve mutluluğun anahtarını, Kur’an da arayalım, emin olamadığımız hurafe ve sanı bilgilerde değil. Vakit geçiyor, emaneti her an teslim edebiliriz, yani imtihanımızın sonuna gelmiş olabiliriz. Eğer hesabın görüleceği o çetin gün pişman olmak istemiyorsak, aklımızı başımıza toplayalım ve elde Kur’an bugüne kadar bizlere din adına anlatılanları, bunlarda Allah katındandır dedikleri tüm bilgileri, Kur’an ile sorgulayalım.

Dilerim bu gerçeğin farkında olabilen, Allah ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

Darda Kalmış Kardeşlerimize Dua

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

selamun aleyküm rahmetullahi ve berakatühü

Değerli kardeşler dünyanın bir çok yerinde gerçekten dehşet verici,üzücü şeylerle karşılaşan kardeşlerimiz var.ne yazıkki zalimlerin hedefi HAZRETİ İSLAM ve MÜSLÜMANLAR.ve yine ne yazıkki müslüman ülkelerde birbirlerine yardımcı olmaktan çok uzak ve birbirlerinden kopuk yaşıyorlar.madem öyle bizde CENAB’I HAK’TAN CELLE CELALÜH bizi bu gaflet uykusundan uyandırmasını dileyelim kim bir dara düşmüşse onu kurtarmasını bizleri koruyup yardım etmesini dileyelim.

Bir İSLAM aliminden (CÜBBELİ AHMED ****MIZ CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH ondan ve tüm inananlardan razı olsun) bir musibete düşüldüğü vakit AYETEL KÜRSİ okunması gerektiğini ve AYETEL KÜRSİ’NİN Velâ yeûdühü hıfzuhumâ kısmının 7 defa tekrar edilmesi gerektiğini öğrenmiştim.Velâ yeûdühü hıfzuhumâ kısmını en az 7 defa tekrar ederek bu mübarek ve CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’ÜN izni ile çok tesirli olan bu SURE-İ CELİLEYİ bütün mazlum kardeşlerimiz,darda kalmışlarımız için okuyalım.sonra birde MÜBAREK FATİHA SURESİNİ okuyalım.CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH bu az amelimizi KUDRETİ,AZAMETİ,KEREMİ ile çoğaltıp tesirlendirsin.amin

Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hıfzuhumâ 7! ve hüvel aliyyül azîm.
AYET-EL KÜRSİ MEALİ (ANLAMI)
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Allah Teâlâ ki, O'ndan başka bir mabut yoktur. Hayy-ü Kayyûm olan O'dur. O'nu ne uyuklama ne de uyku tutmaz. Göklerde ne varsa yerde ne varsa, hep O'nundur. O'nun izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edecek olan kimdir? O, mahlukatının geçmişleri ve gelecekleri ne varsa hepsini bilir. Ve O'nun mahlukatı, O'nun dilediğinden başka O'nun malumatından bir şeyi ihata edemezler. O'nun kürsüsü göklerden ve yerden daha geniştir. Göklerin ve yerin hıfzı O'na ağır gelmez. Ve en yüce ve en ulu olan da ancak O'dur.
(Ömer Nasuhi Bilmen Radıyallhu Anh Meali)
MÜBAREK FATİHA SURESİ
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn


1. Rahman (ve) rahim (olan) Allah'ın adıyla.
2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O, rahmandır ve rahimdir.
4. Ceza gününün malikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
(Diyanet Vakfı Meali)

Bizimde başımızda ibadet etmeyen,İSLAM’İ yaşam tarzının dışında yaşayan bir genlik sıkıntısı var...tabi yalnız gençlerimizde değil bu sıkıntı içerisinde olanlarımız bunun içinde dua edelim zira bu en büyük felaketten de daha büyük bir felaket:
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Hunâlike de’â zekeriyyâ rabbeh(u) kâle rabbi heb lî min ledunke żurriyyeten tayyibe(ten) inneke semî’u-ddu’â

Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.
Al-i İmrân SURE-İ CELİLESİ/ 38.AYETİ KERİME
(Elmalılı Hamdi Yazır Radıyallahu Anh Meali)

Kaynaklar:AYETEL KÜRSİ: Ayetel Kürsi, Ayetel Kürsi Ayeti, OkunuÅŸu ve Anlamı FATİHA SURESİ CELİLESİ www. namazsitesi.com Mealler kuranmeali .com

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Katılım Bankacılığı Bir Tuzaktır Aldatmaca dır.

$
0
0
İslam ı Kur’an dan değil de, batıl ve hurafe kaynaklardan öğrenip yaşarsak, bizleri her zaman Allah ile aldatanlar çıkacaktır, önce bunu unutmayalım. Günümüz İslam toplumunda, din menfaat ve çıkar adına öyle kullanır olmuş ki, adeta MÜSLÜMAN IN CEBİNDE, BİRİLERİNİN ELLERİ DOLAŞIYOR.

Kur’an da geçen RİBA, yani dilimize çevrilmiş şekliyle faiz, topluma öyle farklı ve yanlış anlatılıyor ki, BÖYLECE TOPLUMUN PARASI, SERMAYESİ ÇIKAR ÇEVRELERİNİN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ. Bugünkü yazımın konusu, katılım bankacılığı altında, toplumun nasıl aldatıldığı üzerine olacak.

Özet olarak şunu söylemek isterim, Kur’an ın bahsettiği RİBA/FAİZ ile bugün bankaların çalışma sisteminde geçen faiz çok farklıdır. Elbette bankalar kontrol dışına çıkarsa, RİBA dan yani Kur’an ın bahsettiği FAİZ den, hiçbir farkı olmaz. Detayına girmek istemiyorum. Vereceğim örnekten katılım bankası ile diğer bankaların hiçbir farkının olmadığını, tam tersine katılım banka sisteminin, saf ve tertemiz Müslüman din kardeşlerimin, inancıyla aldatıldığını söyleyebilirim.

Katılım bankacılığı tuzaklarını, sizlere daha iyi anlatabilmek için, bu sistemle çalışan bir katılım bankasına girdim. Ben yeni bir araba almak istiyorum, onun içinde 25.000 TL kredi almak istediğimi söyledim. Bu krediyi 36 ayda ödemek istediğimi, geri aylık ödemelerimin, ne kadar olacağını sordum. Aylık geri ödemelerimin, 847 lira olacağını söylediler. Yani 3 yılda faiz yaklaşık 5.500 TL. Toplam 30.492. TL

Bu parayı bana elden verebilir misiniz dediğimde, katılım bankacığında elden ödeme yapılmıyor, biz alacağınız firmaya ödeme yapıyoruz dediler. Neden bizlerin eline vermeyip, firmaya veriyorsunuz dediğimde, size verirsek, siz belki bir kısmını başka bir yerde kullanırsınız, O ZAMAN FAİZE GİRER DEDİ GÖREVLİ. KELİME OYUNLARI İLE AÇIKÇA TOPLUM ALDATILIYOR.

İnanılmaz bir mantık. Anlayışa bakar mısınız lütfen. Alacağım kredinin bir kısmını, ailemin ihtiyaçları için harcarsam, bunun faiz olacağını söyleyebiliyor. Buna hiç kimse itiraz etmiyor ve kabul ediyor. Benim araba alırken, onlardan alacağım krediyi onlar firmaya verip, bendende yaklaşık 3 yıl içinde 5.500 TL fazla alıyor, buna faiz demiyor, ama parayı benim elime verdiğinde, ben bir kısmını yine farklı ihtiyaçlarımda kullandığımda, o zaman bu faiz olur diyebiliyor. Aman Allah ım, mantığı görüyor musunuz?

Kur’an ın bahsetti RİBA/faiz, birisine verdiğiniz borcun nerelerde harcanması ile ilgili değil, VERDİĞİNİZ BORCUN, KAT KAT ARTIRILARAK GERİ ALINMASIDIR. Bir insan ihtiyaç dan dolayı borç alır. Borcu verdiğimize de, bu parayı nereye harcayacaksın diye soramayız. Çünkü bu onun özel hayatıdır. Elbette alınan borcun, kötü amaçlı yanlış yerlerde harcanması durumu farklıdır. Bunu da bizlerin takip etmesi, ya da bilmesi mümkün değildir.

Katılım bankasının, müşterisine güvenimi yok, yoksa farklı amaçlar mı var? Ya da kredi alanın, günaha girmesini mi engelliyor bu yolla acaba (!) Görevli bunları söylerken, biz aldığınız aracı ipotek ederek, böylece verdiğimiz paranın da takibini yapmış oluyoruz dediler.

İyide diğer bankalar, neden böyle bir davranış içinde değiller. Onlar verdiği krediyi gelişigüzel vermiyorlar ki. Onlarda geri ödeyemeyecek kişilere, zaten kredi vermiyor ama müşterisine güvenip, aldığı krediyi ellerine veriyor. Çok ilginçtir katılım bankası, biz ticaret yapıyoruz, faiz almıyoruz diyorlar. Diğer bankalarda ticaret yapıyor, hatta bankalar ticari kuruluşları destekleyen, çok önemli ticari bir işletmedir. Bir insan herhangi bir konuda, özel ihtiyaçlarını karşılamak için bu durumda kredi alamaz, katılım bankasından. Peki, kimden alacak? Kat kat RİBA (Faiz) artırılmış, tefecilerden mi alsın?

Acaba aynı krediyi, normal bir bankadan almaya kalksak, aylık ne kadar geri öderiz? Birkaç bankaya sordum. Birbirine yakın değerler aldım. Bir banka, aynı meblağdaki aylık dönüşün, 848 TL olduğunu söyledi. BAKIN KATILIM BANKASIYLA HİÇBİR FARKI YOK. Katılım bankası aynı parayı senin eline vermiyor, firmaya veriyor, diğer banka ise elimize veriyor.

Çok daha ilginci, birikimi olan ve enflasyonda parasının erimesini engellemek için, bankaya yatıran vatandaşlarımızın durumu, çok daha dikkat çekici. Katılım bankası adıyla çalışan bankaya paranızı yatırdığınızda, geri dönüş olarak en düşük getiriyi sağlıyor. Getirisini önceden söylemiyor, bir ay sonra belli olur diyor. Buda yaklaşık yüzde 06 ya da 06.30 faiz getirisi veriyor.

Gerçi onlara sorsanız bu faiz değil, kar payı diyorlar. Diğer bankalar ise, ekonominin gidişatına enflasyona uygun, yaklaşık yüzde 09.30 ya da 10 civarında gelir getiriyor ve bunu paranızı yatırırken hemen söylüyor. Yani paranızın ne kadar nemalanacağını, siz baştan biliyorsunuz. Ama katılım bankasında bilmiyorsunuz. Onların insafına kalmış.

İlginçtir, kredi almaya gittiğinizde her iki sistemde çalışan bankalar, bir birine çok yakın faiz oranları ile kredi veriyor, ama halkın parasını çalıştırmaya gelince, en düşüğünü katılım bankası veriyor. Bumu sizin adaletiniz?

TOPLUM BÖYLECE FAİZ KORKUSUYLA ALDATILIYOR, KANDIRILIYOR. ASLINDA YOK BİRBİRLERİNDEN FARKI, TEK FARKLARI BİRİSİ, DİNİ KULLANARAK TOLUMUN PARASINI, İSTEDİĞİ GİBİ KULLANIYOR. Değerli din kardeşlerim. Allah Kur’an da, kat kat artırılmış RİBA yemeyin der.

Ali İmran 130: Ey inananlar, KAT KAT RİBA YEMEYİN, Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. ( Süleyman Ateş)

BURADAKİ RİBA, TEFECİLİĞİN TAM KARŞILIĞIDIR. Bugün bankacılık, ya da katılım bankacılığı çağımızın, yaşantımızın gerçekleridir. Doğru kullanılırsa toplumun yararına olur, yanlış kullanılırsa zararına olur. Yani devletin mutlaka kontrolünde olmalıdır. Tabi devlete de millet sahip çıkıp, yöneticilerini EHİL insanlardan seçebiliyorsa.

Faiz/RİBA verdiğiniz borcu, kat kat artırarak geri almaktır. KATILIM BANKASI DA, DİĞER BANKALARDA, VERDİĞİ KREDİYİ GERİ ALIRKEN, AYNI MİKTARDA GERİ ALIYOR. BUNUN FARKLI OLDUĞUNU NASIL SÖYLERİZ. Normal bankadan, ya da katılım bankasından kredi aldığınızda, İster bir mal alın, ister çocuğunuzu evlendirin, ister evinize erzak alın. Hiç fark etmez.

Bu makaleyi yazmamdaki amaç, din kardeşlerimin aldatılmaması adınadır. Lütfen inançlarımızı, bizlere din adına öğretilenleri, Kur’an ile mutlaka sorgulayalım. Eğer bunu yapmazsak, aldatılmaktan, sömürülmekten asla kurtulamayız.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Hak Yol Kuran

Uyuşturucu Hızlı Ve Acılı Bir ölümdür Gençler Uzak durun

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
ve mâ tevfîkî illâ billâh, aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb
selamun aleyküm rahmetullahi ve berakatühü

Hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun...

Ne kadar karizmatik bir söz değil mi arkadaşlar?peki gerçekten de öylemi acaba?biri size gelse dese ki ya ne kadar yakışıklısın(yada güzel) hadi ölde cesedin yakışıklı olsun yaşlı olmasın dese ona ne derdiniz? -Git başımdan deli misin nesin?derdiniz değil mi?

Evet kulağa karizmatik gelse de APTALCA bir söz aslına bakarsanız bu.

Konumuzda bu sözle kesişiyor aslında...uyuşturucu veya uyarıcı belası sadece keyif verici bir şey zannedilse de en değerli varlığınızı en hızlı bir şekilde kaybedebileceğiniz ve aklınıza bile getirmediğiniz acılarla ölebileceğiniz bir şey uyuşturucu illeti,belası...gerçekten de sözdeki gibi hızlı bir şekilde öldürüyor insanları ama öldürürken de gerçek manada hayatı zindan ediyor.

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Uyuşturucu veya uyarıcı aslında ne olduğunu bilseniz yanına bile sokulmayacağınız çeşit çeşit kimyasalı,yanına bile yaklaşmayacağınız çeşitli korkunç hastalıklara sebep olan maddeyi bünyesinde barındıran bir bela.

Ama ne yazık ki bu illet öyle ortamlarda öyle kişiler tarafından bize sokuluveriyor ki yılandan daha SİNSİ...teknoloji geliştikçe oda kendini geliştirdi,değiştirdi daha ölümcül ve aynı zamanda bize ulaşması daha da kolay hale geldi.ve ne yazık ki en acısı da kullanma yaşı da fena halde düşmüş durumda.okul önlerinde şekere benzeyen uyuşturucuların satıldığını duymuştum kısa süre önce!!!

Uyuşturucu veya uyarıcı illeti çok kıskanç bir arkadaş...öyle ki sizi ilk içimle eline aldığı zaman kendisinden başkasını size haram ediyor.cebinizdeki paradan,sağlığınıza,ailenizden dostlarınıza,cilt sağlığınızdan psikolojinize neyiniz var neyiniz yoksa her şeyden sizi ayırıp yalnızca kendisine bırakıyor,köle ediyor.zaten uyuşturucu kullananların aklında tek ama tek bir şey oluyor güdülenmişçesine : uyuşturucu aramak - bulmak - kullanmak başka hiçbir şeyi umursamıyorlar…

Uyuşturucunun en şiddetle vurduğu şey sizin aklınız,psikolojiniz.bu da akıl gücünüzün,zihninizin zayıflayarak zalimler zalimi uyuşturucunun kölesi haline gelmenizi sağlıyor.ne koçyiğitler,babayiğitler,ne temiz hanımlar yürüyen ölülere dönüyorlar.ve artık kurtulmanız çok zorlaşıyor.hemen hastahaneden,uzmanlardan yardım alınmassa çok geç olabiliyor.

Uyuşturucu veya uyarıcı illetininin 2 esas kullanımı vardır.

İlk kullanım :daha bu ilk kullanımdan sonra kişi artık eski insan değildir.bir kez bile kullanılması ile kullananı bir daha bırakmamak üzere pençesine alan uyuşturucu belası ilk kullanımda cömert davranır ve büyük bir haz verir.daha sonraki kullanımlarında bu ilk deneyimdeki hazzı hiç bir zaman bulamayacak olan kullanıcılar hep o ilk kullanımı yakalamak için kullandıkları illetin dozunu artırırda arttırırlar.

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Son kullanım :Şimdi diyeceksiniz ki “bu zıkkım öyle bırakması kolay bir şey değil son kullanımda nasıl oluyormuş.” Evet bu illeti bırakması çok zor.eğer hastahanelere başvurup ondan kurtulmuyorsanız zaten siz onu bırakamıyorsunuz o sizi bırakıyor...Son kullanım namı değer Altın Vuruş yada daha doğrusu Ölüm Vuruşu ...Ölüm Vuruşunda yüksek dozda ve avuçla yutulan bu pislik sizi habis bir şekilde öldürüyor.

Evet ilk kullanımda da değimiz gibi kişi hiç yakalayamacağı o ilk kullanımdaki hazzı yakalayabilmek için doz artışına gidiyor.ama kullandığıda akide şekeri değil!!normalde yanına yaklaşmak istemeyeceğiniz vucudu ve sağlığı mahveden binbir çeşit zehir,binbir çeşit kimyasal!!!ne oluyor en sonunda eğer hastahanelerden yardım alınmazsa VUCUD İFLAS,ve acı bir ölüm.

Ha ben kullanırım sonra hastahaneye gider kurtulurum demeyesiniz.biraz kanser olayım sonra hastaheneye gider iyileşirim diyormusunuz?emin olun ciddi manada söylüyorum yazıyı okumaya devam ederseniz kanserin bile bu uyuşturucu madde belasından daha insafllı olduğunu göreceksiniz.bırakmak öyle kolay değil bu pislikleri.durum sizin sandığınız kadar basit değil!!!hatta çok ciddi.

Benim iradem kuvvetlidir,istediğim zaman bırakırım demeyin.bu pisliği hafife almayın bunun en önemli hilesi ilk kullanımda ciğerinize binbir çeşit bağımlılık yapıcıyla işlemesi bir daha da sizi kolay kolay bırakma-ması!psikolojik sağlığınızı bozduğu için iradenizide elinizden alır.

Hele bir de kullanan fakir ise...yandı gülüm keten helva.bu felaket üstüne felaket demek!!o zaman uyuşturucu sadece sağlığınızı,ömrünüzü çalmayacaktır.sizi diğer binbir türlü belaya bulaştıracaktır.oraya hiç girmeyelim çünkü ne anlatmakla biter nede anlatmakla anlaşılır.hani derler ya yaşamayan bilemez bunu diye işte öyle…!!!emin olun ki bu söylediklerimin hiç biri abartı değil.uyuşturucu parası bulamayınca insanlar deliriyor,cinnet geçiriyorlar.sonra CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH korusun neler oluyor neler...

Uyuşturucu ayda 3-5 bin lira kazanan insanlara göre bir şey değil.zaten önce psikoloji,sonrada sağlığınızı bozan bir şey olduğu için işinizide size kaybettirecektir yakın zamanda.

Hafıza kaybından,İLK KULLANIMDA ÖLÜM tehlikesi bulunan bu melet düzenli hayatı mahvetmetmektedir.

Tabi bu yukarıda saydığımız iki kullanım arasında olanlar da var...yani hızlı ölüm dediysek dediysek kolay ölüm demedik...bu illete düşmüş olanın başından bela eksik olmuyor ki.birazcık araştırma yaptım ben bile bu zamana kadar bu denli bir canavar olduğunu bilmiyordum bu uyuşturucunun...yaşam sürenizi anında 10 kat mesala gençseniz 30,40 yıldan 3,4 seneye indiriyormuş bu illet!!!içinde etleri çürütenler,derilerin rengini yeşile çevirenler,dişleri dökenler,etleri kangrenleştirenler,damarları patlatarak iç organları mahvedenler ve daha nice illet,nice bela…

Bu illete müptela olan bir de Ceza alırırım,hapse girerim korkusuyla uyuşturucu bıraktırma merkezlerine gitmekten çekiniyorlar ve kendilerine boşu boşuna yazık ediyorlar.asıl bu merkezlere gitmezseniz cezaya tutulabilirsiniz.uyuşturucu kullandığınızı yakalanmadan önce bildirmezseniz cezayı asıl o zaman alıyorsunuz!!!bu da cabası.

Uyuşturucu illetinden kurtulmak isteyenler için hazırlanmış Türk Ceza Kanununun pişmanlıkla ilgili 192.maddesinin 4 bendi şöyle diyor

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 192
Etkin pişmanlık
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
(1)

Tabi bide ZARARSIZ UYUŞTURUCU kullananlar da var.20,22 yaşında toy bir gençti. “abi zararsız bizim içtiğimiz hatta faydası var” diyordu.gülermisin ağlarmısın.zararsız uyuşturucu,uyarıcı,şucu,bucu YOK!hangi türü,hangi şekli olursa olsun farketmez.sakın ola size biri bunun zararı yok zararı olan öbürleri derse enayice inanmayın.yahu hangi kimyasal madde zararsız olabilir.bize tedavi etsin diye verilen ilaçlar bile bir zaman sonra zarar veriyor vucudumuza.sırf zehir bunlar zararsızı olurmu?hemen hastahanelere,yeşilaya başvurulmalı,kurtulunmalı bu illetten.

Peki nasıl oluyorda uyuşturucu bu kadar zararsız hatta parıltılı görünebiliyor hala?çünkü onun zararını uzun süre kullandıktan sonra ortaya çıkacağını zannediyoruz,bende öyle sanıyordum,fakat önce (gerçek manada) zombiye çevirdiği kurbanını sadece bir kaç yılda acılar içinde öldürüyormuş meğer bu pislik.birde genelde filimlerde izliyoruz onu ışıltılı mekanlarda,yakışıklı,güzel oyuncular artisler kullanıyor yani gerçek yüzünü görmüyoruz onun ama işin aslı tam anlamıyla Dehşet,Felaket!!!0

UYUŞTURUCU MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR

Peki gençlerimiz bu illetin pençesine nasıl düşebiliyorlar?merak,arkadaşım kullanıyor bende kullanayım,gencim,güçlüyüm bana bişey yapmaz(salakça) bazıları arkadaşları tarafından dışlanmamak veya cesaretlerini kanıtlamak,korkak denilmemek için bu illetin pençesine düşüyorlar.ama uyuşturucu belası hiç bir şeye benzemez!!daha ilk kullanımı ile kişiyi pençesine alan uyuşturucu belası kurbanının dünyasını mahvetmeden,acı bir şekilde öldürmeden bırakmıyor öyle kolay kolay.

Yani enayilik ederek bana korkak demesinler diye bulaşmayın sakın bu illete.size uyuşturucu ikram edilen yerden yangın yerinden kaçarcasına uzaklaşın bir dahada arkanıza bakmayın sakın.en sevdiğiniz kişi bile verse size bu illeti almayın çünkü sizi yarın,birgün en sevdiğiniz bile terkedebilir ama uyuşturucu belası sizi asla terketmez!!!bu illetle başbaşa kalırsınız,hastahanelik olursunuzda kimsenin umrunda bile olmazsınız.

Evet bu ve bunun gibi nedenler bile bile lades...birde sarhoşken,bilmeden düşülen cinsten düşüşler var.zaten içki bütün kötülüklerin anasıdır demiş PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM.HAZRETİ İSLAM’DA akıl korunması gerekli birşeydir şuuru kapalı insan herşeyi yapabilir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM buyuruyorki:

İÇKİ
(İçki, bütün kötülüklerin başıdır.) [Taberani]

(İçki kötülük doğurur.) [Beyheki, Ruzeyn]

(İçki her kötülüğün anahtarıdır.) [İbni Mace]

(Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın!) [Taberani]

(İçkiden sakının! Ağaç dal budak saldığı gibi, içki de, kötülük saçar.) [İbni Mace]

(İçki, günahların en büyüğüdür, her kötülüğün ve her günahın anasıdır.) [Taberani]

(İçki içenin haya perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevk eder ve her iyilikten alıkoyar.) [Taberani](2)

Evet Kişi içkili iken normalde yapmayacağı işleri kolaylıkla yapabilir.sonuç felaket olur.zaten bu illetlerin dedesi içki,sigara gibi illetlerdir.dedesi ile dostsak uygun ortam olunca torunları ilede buluşuruz bir şekilde MAZALLAH!!!

Asıl sebep sizsiniz seçtiğiniz yaşam tarzı,gittiğiniz ortamlar seçtiğiniz arkadaşlar.bunlar sizi hiç ummadığınız anda bu uyşturucu belası ile başbaşa bırakıp güzelim hayatınızı bir anda ve kısa sürede zindana,ahiretinizide sonsuz cehenneme çevirebilir.istiğfarı tevbe edip bunlardan kurtulmayı bize nasip eylesin CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH.amin ecmain ve selamun alel MÜRSELİN vel hamdulillahi RABBÜL ALEMİN.

İçki ile ilgili diğer hadisi şerifler:
(Alkoliğin, kabrinden kalkarken, iki gözü arasında, "Bu Allah’ın rahmetinden mahrumdur" yazısı görülür.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, sarhoştan uzak durur.) [Bezzar]

(İçki içenin, kıyamette yüzü kara, dili sarkıktır, pis kokusundan herkes kaçar.) [Zevacir](1)

Uyuşturucuya saplamanın en önemli sebeplerinden biri HUZURSUZLUK! insanımızda huzur yok.zaten yaşadığımız bu çalkantıların ana sebebide huzursuzluğumuz tahammülsüzlüğümüz,doyumsuzluğumuz.bunlar gençlerde dahada güçlü olabiliyor.buluğ çağına erişmiş gençler aileleri tarafından yeterli ilgi ve sevgi göremiyorlar.hayatta manen yalnız kalıyorlar.buda onların huysuz,mutsuz,karamsar olmalarına sebep oluyor.zamanımız çok kötü bir zaman emin olun gençlerinizi korumazsanız başta uyuşturucu veya uyarıcı belası olmak üzere her türlü kötülüğe bulaşıp hayatlarını zindana çevirmeleri çok kolay.

Onlara attığımız en büyük kazık en büyük yardımız olan CENABI ALLAH CELLE CELALÜH ile onları buluşturmuyor zalim hayatla başbaşa bırakıyor olmamız zaten.bir yerde “En büyük yetimlik ALLAH’TAN kopuk yaşamaktır diye bir yazı okumuştum.evet çok doğru bir söz.bir gencin hayatta herşeyi olabilir para,araba,ev,kat,yat ama içinde huzuru yoksa O’nun kalbi dış dünyasının aksine bir harabeden farksız olacaktır!son model arabalarada binse,herşeyi istediği zaman alabilsede mutsuzdur,huzuru olmayan birinin hayatı sarayın içinde de olsa zindandır!

Oysaki kalbi huzurlu biri ne kadar fakir olursa olsun kulubede dahi sarayın içindekilerden daha mutlu,daha güzel bir hayatı yaşar.

Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
Ra’d / 28

Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Bakara / 152

Evet insanın yalnızca bedeni yokki.bir de ruhu var.evler arabalar,güzel yemekler v.s sizin bedeninize yani hayvani yönünüze yani, nefsinize hitap eder oysaki kalbinize yani manevi yönünüze yani ruhunuza hitap eden ruhunuzu besleyen tek şey vardır oda CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’LE alakalı olan şeylerdir.bunların en başında KURAN’I KERİM okumak,dinlemek gelir,dua gelir,zikir gelir,ibadet gelir.yani müzik ruhun gıdasıdır lafı geçersizdir.ruhun ne olduğunu bilmeyenlerin uydurmasıdır.müzik nefsi tatmin eder nefiste doyumsuzdur hep daha çok ister.insanı çeşit çeşit illete belaya sevkeden şeytan ve nefistir.sonrada bunlar insanı mahveder.

UYUŞTURUCU VE UAYRICI MADDELER SON DERECE ZARARLI KİMYASALLAR İÇERDİĞİ İÇİN İLK KULLANDIĞINIZDA!!! BİLE SİZİ ACI BİR ŞEKİLDE ÖLDÜREBİLİR!!!

Oysaki RABBİ ile (CELLE CELALÜH) güçlü ilişkileri olanları kimse yıkamaz.

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
Zâriyât / 56
(Mealler Diyanet Vakfı Meali kuranmeali .com)

Evet ne yazıkki yaratıldığımız gaye ile yaşayamadığımız için kaçınılmaz olarak sıkıntıya düşüyoruz.

Bilimsel verilere görede ibadet eden kişiler daha huzurlu ve mutlu olduklarından psikolojisi bozuk insanların daha çok yakalandığı kalp hastalıklarına daha az yakalanıyor,intihar oranları ise ceza gününü,ahireti unutmadıkları için %100 (yüzde yüz) oranında düşüyormuş.


CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH bu illete düşenlere yardım eylesin,kurtarsın.ruhi sıkıntıları olanlar mutlaka psikolojik yardım da alsınlar.ayıp değil.uyuşturucu gibi illetlere bulaşmasınlar.

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile
şu sohbeti dinlemenizi tavsiye ederim
Cübbeli Ahmet ****-Uyuşturucuya Tutulmuş Genç Tanidi Beni,Insan Kazanalim | Eski Sohbetler=195 - YouTube

(1)http://www. turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=5140

(2)http://www. dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1502

Kardeşlerimizi Unutmayalım

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

Değerli kardeşler kardeşlerimizi hiç unutmayalım hep dua etmeye çalışalım.çünkü gerçekten çok zor haldeler suriyeden arakana çinden hindistana somaliye kadar müslümanların durumu içler acısı.biz çok şükür,hamd olsun güvendeyiz,yiyecek içecek sıkıntımız onlar kadar yok.Buna sonsuz hamd ve şükür etmeli ve kardeşlerimize yapılan yardım hareketlerine katıldığımız gibi en büyük yardım olan duayıda dilimizden düşürmemeye gayret etmeliyiz.

Mübarek FATİHA SURE-İ CELİLESİNİ ve 3 İHLAS-I ŞERİFE okuyalım biz az okuduk CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH çoğaltsın kimin ne derdi varsa ona derman olsun.PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM,PEYGAMBER EFENDİLERMİZ ALEYHÜMÜSSELAM’LAR ve katında tüm hatrı ve hakkı olanlar adına tüm inananların günahlarını affetsin,bağışlasın,mağfiret eylesin,rahmet eden yönleri ile bizi hidayet eylesin ve orada daim eylesin iman selameti ile yaşatsın,büyük günahlardan korusun ve canımızı müslüman olarak alsın,salihlerle beraber haşreylesin.hastalara şifalar versin amin ecmain ve selamun alel MÜRSELİN vel hamdulillahi RABBÜL ALEMİN.FATİHA’YI ŞERİFEMİZİ,3 İHLASI ŞERİFELERİMİZİ okuyalım

1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn
Anlamı
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2- Hamd o âlemlerin Rabbi,
3- O Rahmân ve Rahim,
4- O, din gününün maliki Allah'ın.
5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
6- Hidayet eyle bizi doğru yola,
7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların
ve o sapmışların yoluna değil.

3 defa
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Kul hüvellâhü ehad
2- Allâhüssamed
3- Lem yelid ve lem yûled
4- Ve lem yekün lehû küfüven ehad
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O 'na bir denk de olmadı.

HAZRETİ KUR’ANDA bulunan şu güzel duayıda hep beraber yapalım.
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.
Al-i İmrân SURE-İ CELİLESİ/ 38.AYETİ KERİME
(Elmalılı Hamdi Yazır Radıyallahu Anh Meali kuranmeali .com)
(sureler, kaynak namazsitesi .com)

Zira gençlerimiz ne yazık ki dinlerinden çok habersiz yaşamaktalar,bu çok acı bir durum,ölüm hepimizin peşinde ve karşımıza da her an çıkabilir.yalnız bu dünya varmış gibi yaşattığımız gençlerimize yaptığımız en büyük kötülük onlara RAB’LERİNİ CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’Ü,PEYGAMBER EFENDİ’LERİNİ HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’İ ve asıl görevleri olan kulluğu,HAZRETİ İSLAM’A göre yaşamayı öğretmiyor,tanıtmıyor ve ne yazık ki bizde bunlardan bi haber yaşıyor olmamızdır.

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Şefaat Konusunda Kur'an dan Uyarılar.

$
0
0
Bu yazımda sizlere Şu’ara suresinde, İbrahim peygamberimizin kıssasından örnekler vermek istiyorum. İbrahim peygamberimiz, Allah ın övgüsüne mazhar olmuş, Kur’an da örnekleri çok geçen, bizlerinde peygamberidir.


Hz. İbrahim dönemi, gerçekten sapkınlığın hurafe ve batılın zirvesinde bir dönemdi. Toplumun yanlış inançlarına adeta isyan etmiş ve bunu, eylemlerinde de göstererek, toplumun dikkatini çekmiştir.


İbrahim peygamberimizin yaşadığı dönem putların, putlaştırılmış insanların dine hâkim olduğu bir dönemdi. Tüm bu zorlukların arasından sıyrılmayı başarmış ve Rabbimizin güvenine, övgüsüne layık olmuştur. Bu yazımda Şu’ara suresinde, İbrahim peygamberimizin söylediği, Kur’an dan bazı ayetlerden bahsetmek istiyorum. Kıssadan hisse alırız inşallah.


Şu’ara 78: O Kİ, BENİ YARATAN VE BANA DOĞRU YOLU GÖSTERENDİR.


Şu’ara 82: VE HESAP GÜNÜ, HATAMI BAĞIŞLAYACAĞINI UMDUĞUMDUR. (Elma Hamdi meali)


Kur’an verdiği örnek kıssalarla, bizleri eğitir ve bilgiler verir. Yani Kur’an ın anlatım şekli çok basit ve her seviyedeki bir insanın anlayacağı şekildedir. Böyle olmasa, Rabbimiz sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum der mi? Onun için Yaradan birçok kez Kur’an a atıfta bulunarak, YEMİN OLSUN Kİ KUR’AN I ANLAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIK DER. Ama bizler nefislerimizde yarattığımız inancımızın etkisiyle, bunun tam tersini söyleyerek, Kur’an ı herkesin anlayamayacağını söylemekte, bir sakınca görmeyiz. Bu sözlere inanınca da, Kur’an ile bağımızı kurmaya hiç çaba harcamayız. Kur’an ın açık ve anlaşılır olduğunu söylediği ayetler dinin anası, temeli olan MUHKEM ayetlerdir, onu hatırlatmak isterim.


Ayetten de anlıyoruz ki, İbrahim peygamberimiz doğru yolu, Allah ın gönderdiği ayetlerden bulduğunu söylüyor. Bu ayetten alacağımız kıssadan hisse, bizlerde doğru yolu bulmak istiyorsak, ALLAH IN GÖNDERDİĞİ KUR’AN IN DIŞINA, ASLA SAPMAMALIYIZ. Hatırlayınız Rabbimiz bir ayetinde ne diyordu? ALLAH DAN DAHA DOĞRU SÖZLÜ, KİM OLABİLİR?


İbrahim peygamberimizin sözlerinden, bugün bizlerin yaptığı çok büyük bir yanlışa, aslında çok güzel bir örnek var. Hz. İbrahim Şuara 82. ayetinde, HATALARIMI, YANLIŞLARIMI BAĞIŞLAYACAĞINI UMDUĞUM, ALLAH DIR DİYOR.


Düşünebiliyor musunuz, Allah bu örneği bizlere Kur’an da neden veriyor sizce? Çünkü bugün bizler şunu söylüyoruz. Peygamberler hatasız ve günahsızdır. Ayrıca peygamberler şefaatçidir. Bırakın peygamberleri, bugün bizler edindiğimiz velilerin, şeyhlerin ve efendilerin şefaatçi olduğuna inanıyoruz. İşte bu yanlış inançlarımızdan dolayı Rabbimiz, öyle örnekler veriyor ki Kur’an da, bizler zerre kadar ders almıyoruz. Hatırlayınız Muhammed suresi 19. ayette de Allah, peygamberimize hitaben ne diyordu?


(HEM KENDİ GÜNAHIN İÇİN, HEM DE MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR İÇİN ALLAH'TAN BAĞIŞLANMA DİLE.)


Tabi bizler tüm bumlardan dersler alamadık, çünkü Kur’an ı rehber almaktan çok uzağız. Kur’an ile bağımızı kuramadığımızdan, hala Allah ın yanında şefaatçiler edinmekten çekinmiyoruz. Yaradan ın, HİÇBİR ŞEFAATİN FAYDA ETMEDİĞİ O GÜNDEN SAKININ, ŞEFAAT TÜMDEN BANA AİTTİR sözlerinin üstü örtülüyor, sırf batıl inançlarının yaşanması adına, ayetler görmezden geliniyor.


Çok daha ilginci Rabbimiz Kur’an da, büyük günahlardan sakınırsanız, diğerlerinin üstünü örterim, yani affederim der bizlere. Bizler ise bu uyarılardan habersiz, tam tersine batıl sözlere inandırılmış, PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAATİ, ÜMMETİNİN BÜYÜK GÜNAHLARINA OLACAKTIR, diyenlere inanmakta sakınca görmüyoruz. Düşünebiliyor musunuz, Allah büyük günah işlemeyin affetmem diyor, ama şeytanlaşmış nefisler Kur’an ile eğitilmediği için, büyük günahları da peygamberimize affettirmenin yolunu bulmuşuz. Sizce bu haldeki Müslüman toplumlarının, Allah ın huzurunda hali nasıl olur? Bunu düşünmek bile istemiyorum. Hesap günü üzülmek istemeyenlere, açık bir uyarıdır Kur’an.


Kur’an şefaat kelimesini bağışlama, affetme anlamında kullanmıştır. ONUN İÇİNDE AFFEDEN, BAĞIŞLAYAN YALNIZ BENİM DER ALLAH. Bunları din kardeşlerimize hatırlattığımızda ise, peygamberler, veliler, şeyhlerin şefaat etmesi, Allah ile günahlarımızın affı için aracılık etmesi anlamındadır diye savunma yapılmaktadır. KUR’AN BÖYLE BİR ŞEFAATTEN BAHSETMEZ. Bu bizlerin uydurmasıdır. ALLAH İLE KULU ARASINDA, HİÇ KİMSENİN OLAMAYACAĞINI, İslam dininde ruhbanlık olmadığını, hiç kimsenin bir diğerine faydasının dokunamayacağını, Kur’an bizlere anlatır ve peygamberimize hitaben, Allah bakın ne söyler.


Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)


Gerçektende Allah ile kulu arasında, hiç kimse yoktur. Hepimiz hesap günü tek başımıza olacağız, yaptıklarımız ile karşı karşıya geleceğiz. Bakın Yaradan elçisine, bizlere ne söylemesini özellikle istiyor.


Cin 21: De ki: “Şüphesiz ben, SİZE NE ZARAR VEREBİLİR NE DE FAYDA SAĞLAYABİLİRİM.” (Diyanet meali)

Bu ve buna benzer, o kadar çok ayetler var ki Kur’an da, Allah ile bir bağ kuramayan, elbette mahşer günü çok pişman olacaktır. Peygamberimiz SİZLERE BENİM BİR FAYDAM OLMAZ, yani herkes yaptıklarının hesabını verecektir dediği halde, gözler perdeli, gönüller mühürlü, batılın etkisiyle söylenenleri seyredip duruyoruz. Böyle olunca da, ne söylediğimizi bilmiyoruz.


Camiler, şefaat ya Resulallah yazıları ile dolu. Yani bu dua ile bizler, şefaat ey Allah ın resulü diyoruz. Bağışlanmayı affı, Allah yerine bizler, peygamberimizden diliyoruz. Sizce peygamberimiz affedilmeyi, bağışlanmayı bizleri yaratan Rabbimizden diliyorsa, bizlerinde aynı yolu izleyerek, ŞEFAAT EY YÜCE RABBİMİZ dememiz gerekmez mi? Karar sizlerin.


Dilerim hesabın görüleceği o çetin gün, yüzleri gülen Kur’an ın uyarılarının farkında olan, Allah ın halis kullarından oluruz.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
http://hakyolkuran.com/

Kutlu doğum haftasını idrak etmekteyiz

$
0
0
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym
Rahman Rahim Allah'ın adı ile başlarım. Alemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm, PEYGAMBER EFENDİMİZ’in ve onun pak âlinin ve ashabının tümüne.

ve mâ tevfîkî illâ billâh, aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb
selamun aleyküm rahmetullahi ve berakatühü

Değerli kardeşler

Mübarek PEYGAMBERİMİZ AHMED-İ MAHMUD-Ü MUHAMMED MUSTAFA’NIN kutlu doğum haftasını idrak etmekteyiz.(14-20 Nisan) CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’TEN dünya ve ahiretteki bütün hayırların fethini şerlerin deffini umarak,İSLAM aleminin ve bizim başımızdaki tüm karabulutların kalkmasını zor durumdaki kardeşlerimizin felaha kavuşmasını dileyerek,günahlarımızın affedilmesini,bağışlanmasını,mağfiret edilmesini çoluk çocuğumuzun hayırlı,salih birer kul olmasını dileyerek mübarek mevlidi şerifi dinleyelim çokça salatu selamlar getirelim inşaALLAH.ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED semalar dolusunca,Arşın,Kürsinin ağırlığınca CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH’Ü ve PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’İ razı ve hoşnut edecek kadar olsun amin

buyrun dinleyelim:
https://www.youtube.com/watch?v=fHq7fAa8cIA

Ne yazıkki unuttuğumuz bir çok değer gibi bu gün mevlidi şerifide unutmak üzereyiz oysak SAHABİ EFENDİLERİMİZ ve EVLİYAULLAH’IN (ALEYHÜMÜSSELAM) çok tazim ettiği,çok değer verdiği mübarek MEVLİD-İ ŞERİF Ehlullah’ın yanında çok değerli,faziletli.


https://www.youtube.com/watch?v=bpiFqsgeL3E

ALLAH’U ALEM (CENAB’I ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir.)ALLAH’U ZÜLCELALE sonsuz sınırsız istiğfarı tevbe,hamd ve şükür, PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E,BÜTÜN PEYGAMBERLERİMİZ ALEYHÜMÜSSELAMLAR’A, EHLİBEYT ve ASHABINA sonsuz sınırsız salatu selam olsun.CENAB’I MEVLA bizi affetsin,bağışlasın mağfiret ve hidayete erdirip orada daim etsin azabından korusun,sonsuz rahmetine ve Cennetine dahil etsin.her türlü şerden daima korusun bizlere darda kalmışlara yardım etsin amin.hakkınızı helal edin selam ve dua ile

Sevgilin İle Barışmak İçin Dua

$
0
0
Kırgın veya başka kişilerin araya girmesi ile kavga eden sevgilileri barıştırmak için okunacak olan dua ve vefk uygulaması ile sevgiliniz size aşık olan kişi nerde olursa olsun uzaklarda olması durumunda bile tekrar sizi özleyecektir

Dargın olanları barıştırmak ve aradaki sevgi oluşturmak ve barıştırmak için talip olan kişi ile annesinin isminin harflerinin toplam ebced adedini alırsınız. Bu adedi üçlü vefkin birinci hanesi olan Elif (i) hanesine yazınız. Birer arttırarak Cim (EL) hanesine kadar yazınız. Matlub ve annesinin isminin harflerinin toplam ebced sayısını alıp, bu adedi Dal (^) hanesine yazar ve birer ekleyerek Vav (J) hanesine kadar çıkınız. Sonra da Vav (j) ve Be (c-j) hanelerini toplayıp, bu toplamı İhlâs sûresinin adedi olan toplam olarak 3252 eder.

Kadınların Kanaması Gidermek İçin Vefk

$
0
0
Nazif ve yüksek bir makama ulaşmak ya da temizlenmek maksadıyla kanaması çok olan kadının, kanamasını durdurmak amacıyla/kadının elbiseninin ön tarafından her hangi bir yerine Kalnehudin ismini, elbisenin orta tarafına Berşanin ismini, elbisenin sağ tarafına ve sol tarafına Nemûşelhin ismini yazdıktan sonra elbisenin üzerine kasemi okuyup, o elbiseyi o kadına giydirdiğin anda, Allah (c.c.)'m izniyle kanaması kesilir.

Papaz Büyüsü İle Nasıl Aşık Edilir

$
0
0
Bir kağıda iki adet resim çizilir. Yada sevmesi istenen kişilerin resmi yan yana konur. Veya çamur yahut balmumundan bir kız ve bir erkek heykeli yapılır.Resimlerin veya heykellerin göğüs hizasına erkek ve kızın adları ana adları ile beraber yazılır. Resimler bir daire içine alınıp 1000 defa ya vedüd denip her defasında sıcak nefesle hu diye üflenir. Ve sonunda dua edilip bu resimler yüksekçe bir yere görünecek şekilde asılır. Altınada ey Allah’ın mahlukatı. Bunlar birbirine sevdalıdır yazılır.
Viewing all 486 articles
Browse latest View live